Mesajı Okuyun
Old 29-07-2009, 21:28   #29
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nazime ERTEKİN
Yürek parçalayan mesaj


"Kariyer mi" yoksa "annelik mi" ikilemine düşen kadın, depresyonu atlatamayarak canına kıydı.


Günümüzde çoğu kadın hayatının bir döneminde "kariyer mi" yoksa "annelik mi" ikilemini yaşıyor. İngiltere'de ünlü bir avukat bu ikilemi aşamayarak hayatına son verdi. Genç kadın kendini nehrin soğuk sularına bırakmadan önce kocasına gönderdiği mesaj ise yürek parçaladı: "Çok çok üzgünüm."

İngiltere'nin başkenti Londra'nın tanınmış hukuk bürosu SJ Berwin'de çalışan başarılı avukat Catherine Bailey bürosundan ayrıldıktan sonra Thames nehrine atlayarak hayatına son verdi. Üç çocuk annesi olan 41 yaşındaki Bailey'nin kariyer ve annelik arasında tercih yapmakta zorlandığı için bunalıma girdiği ve bu nedenle hayatına son verdiği belirtildi. Thames nehrine atlayarak canına kıymadan önce kocasına mesaj atan genç kadın şunları yazdı: "Richmond, o kadar üzgünüm ki. Bütün sevgim sen ve kızlar için. Onları asla bırakma."

Genç kadının cesedi bir gün sonra Thames nehrinde bulundu. Bailey'nın cesedinde yapılan otopside vücudunda çok az miktarda alkole rastlandı. Üç çocuk annesi kadının depresyona girerek hayatına son verdiği belirtildi. Catherine Bailey üçüncü çocuğunu geçen yıl sonunda doğurduktan sonra kariyerine devam etmek için işine geri dönmüştü.

hurriyet.com.tr 29 Temmuz 2009

Yazık ki bu ikilem genelde hepimizin yaşadığı ikilem. Bu sebeple anneliğin ertelendiği ve ileri yaşlarda anne olmaya karar verildiği, riskli gebeliklerin yaşandığı gibi tam tersine kariyerinden feragat etmeye ve atıl kapasitede iş gücü anlamına gelen üniversite mezunu ev hanımı anneler görüntüsüne de neden oluyor. Zor bir tercih..

İkisini birden götürmeye çalışmak ise gerçekten çok zor. Hep bir şeyler eksik kalıyor. Biraz kariyerinize ağırlık verseniz çocuğunuzu ihmal ettiğiniz için suçluluk duyuyorsunuz. Çocuğunuzun belki en güzel anlarında yanında olamadığınız için kendinizi suçluyorsunuz ve bunu aldığınız birbirinden güzel ve gereğinden fazla oyuncakla telafiye gidiyorsunuz. Bu şekilde de az disipline edilmiş, doyumsuzlaştırılmış çocuklar yetiştiriyorsunuz. İş ortamında hep aklınızın ucunda acaba şimdi ne yapıyor? bakıcı iyi bakıyor mu? düşünceleri kafanızı kurcalıyor. Aile büyüklerinizden destek almaya çalışıyorsunuz bu da mümkün olamamış ve çok zor koşullarda büyütmüş iseniz tek çocukla yetinmek durumunda kalıyorsunuz. Bu ise yine paylaşmayı bilmeyen ve gelecekte desteksiz bıraktığınız bir çocuk demek.. Gerçekten zor.

Kadınların bu konuda mutlak surette desteklenmeleri ve çocuk bakımı konusunda güvenebilecekleri daha fazla kurum olması işlerine daha rahat konsantre olmalarını sağlayabildiği gibi daha huzurlu çalışanlar ve suçluluk duyguları olabildiğince azalmış anneler anlamına gelebilir..