Mesajı Okuyun
Old 28-07-2009, 09:17   #26
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan

Bu evlilik değil satış anlaşması



H... T...’ın 7 kızı, babalarının 54 yaş küçük N... T... ile birlikteliğinin evlilik değil, satış anlaşması olduğunu belirterek, Sarıyer Aile Mahkemesi’nde iptal davası açtılar. Dilekçede, "Babası, N...’ı daha iyi şartlarda tahsiline devam etmesi için H... T...’a evlenme kisvesi altında satacağına, yardım istemiş olsaydı, böyle bir teklifi kabul edip etmemek H... T...’ın medeni anlayışına göre sonuçlanırdı" denildi.

İŞADAMI, 71 yaşındaki H... T...’ın 7 kızı, babalarının 17 yaşındaki N... T...’yle yaptığı evliliğin iptali için dava açtılar. Geçen hafta söz konusu evlilikte rolü olanların cezalandırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunan kızlar, bu kez de Sarıyer Aile Mahkemesi’ne başvurarak 18 Temmuz’da Kuşadası’nda yapılan evlilik akdinin iptalini istediler. T...’ın kızları Aysel D..., Aynur T..., Şükran T..., Ayfer T..., Ayla T... Zengin, Sevgi T... Tunga ve Mine T... dilekçelerinde, "Babamızın kendisinden 54 yaş küçük bir kız çocuğuyla yaptığı bu evlilik karşılıklı bir his ve evlilik birliğinin kurulması anlayışına dayanmamaktadır" dediler. Avukat Burhan Apaydın tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, yaptığı iki evlilikten 11, evlilik dışı ilişkiden 1 çocuğu olan H... T...’ın bu evliliğinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu savunularak, şöyle denildi:

Satın alır gibi nikáh

"H... T... ile N... T... arasındaki evlenme akdi, hukuki bir evlenme olmayıp adeta bir satış anlaşmasıdır. Babası N...’ı maddi ihtiyaçlarından dolayı ve daha iyi şartlarda tahsiline devam etmesi için H... T...’a evlenme kisvesi altında satacağına yardım istemiş olsaydı, böyle bir teklifi kabul edip etmemek H... T...’ın medeni anlayışına göre sonuçlanırdı. Yoksa satın alır gibi kıza nikáh yapmak şeklinde olamazdı.

54 yaş büyük birine kurban

Ortada, T...’ın sahibi olduğu servetin karşılığında bir kız çocuğunun ailesi tarafından kendisinden 54 yaş büyük birine evlilik kisvesi altında kurban edilmesinden ibaret bir vakıa vardır. Ayrıca müvekkillerin çocukları yani davalının torunları arkadaşlarının ’Deden ne yapmış’ sorularına muhatap kalmaktadır. Bu evlilik toplumun değer yargılarına fevkalade şekilde de ters düşmüştür."

Ayırt etme gücünden yoksun

Dilekçede, gelin ve damadın evlilik akdinin yapıldığı sırada ’Ayırt etme gücünden yoksun’ oldukları, Medeni Kanunu’nun 145/2’nci maddesi gereğince evliliğin iptal edilmesi gerektiği savunuldu.

Eray EROLLU 28 Temmuz 2009 Hürriyet