Mesajı Okuyun
Old 26-12-2008, 18:18   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kadın Hakları Merkezi Kapatılmasın-Destek Çağrısı

Merhaba

29 Aralık Pazartesi saat 15.00 de İstanbul Barosu Başkanı ile görüşmek için randevu alınmıştır.

Merkezlerin kapatılmasını onaylamayan herkesi bu randevuya katılmaya davet ediyoruz.

Gelemeyecek olanların imza desteklerini bekliyoruz.


IMZA METNI



İstanbul Barosu Başkanlığı'na,



İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun 18 Aralık 2008 tarih ve 7/248 sayılı kararı ile Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Merkezlerinde nöbet ve dosya atama listelerinin Adli Yardım Bürosu çatısı altında birleştirmesi, kadınların ve çocukların adalete erişimi önünde engel oluşturacak niteliktedir.



Avukatlık Kanunu'na göre, avukatlık bir kamu mesleğidir ve barolar hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak amacıyla çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Baroların verdikleri hizmetin kamusal bir hizmet olduğu, hizmet kalitesi ve hizmetin veriliş yöntemine ilişkin sadece üyesi avukatlara değil tüm topluma karşı da sorumlu olduğu unutulmamalıdır.



Adil ve hakkaniyetli bir hukuk sisteminin vazgeçilmezleri arasında herkesin hukuki bilgiye, danışmanlığa ve yasal temsile ulaşabilmesi ilkesinin de yer aldığı ve adalete erişim sürecinin sınırlandırılmaması gerektiği aşikârdır. Adalete erişim, tüm vatandaşların, özellikle de dezavantajlı ve ayrımcılığa uğrayan grupların, haklarını korumaları ve anlaşmazlıklarını çözebilmeleri için adil ve etkili mekanizmalara ulaşmalarını kapsar. Kadınlar ve çocuklar toplumsal cinsiyetçi roller, ekonomik, sosyal ve kültürel nedenlerle adalete erişim sürecinde en çok desteğe ihtiyacı olan kesimlerdir.



Kadınlara ve çocuklara yönelik hukuki danışmanlık ve yasal temsil hizmeti verilen Merkezlerde çalışacak avukatların toplumsal cinsiyete duyarlı olması, alana (kadın ve çocuk hakları, ayrımcılık yasağı gibi) ilişkin temel eğitimlerden geçmesi, başvurucularla özellikle de travma ve şiddet mağdurları ile iletişim tekniklerini bilmesi ve en önemlisi de bu alanda çalışmayı kişisel maddi amaçlarla değil, kanunların ve uygulamanın gelişmesi ve değişmesi amacıyla sürdürmesi gerekmektedir. İstanbul Barosu'nun, yıllardır dünyada, Türkiye'de ve barolarda kabul edilen, kadınların ve çocukların adalete erişiminde görev alan avukatların özenle seçilmesi gerekliliğinden vazgeçmiş olması kaygı vericidir.



Merkezlerde nöbet ve dosya alan avukatlara ücret verilmesi uygulaması öncesinde Merkezlerin kapatılmasına ilişkin bir tehdit mevcut değilken, bu uygulamalar sonrasında Merkezlere kayıtlı avukat sayısının azlığı ve bu az sayıdaki avukatın "büyük paralar" kazandığı üzerinden tartışmalar yapılması ve bu argümanlara da dayanılarak Merkezlerin kapatılmasına karar verilmesi kabul edilemez. Bu Merkezler, avukatların maddi yönden desteklenmesi için değil, Baroların toplumsal sorumluluğu çerçevesinde kurulmuştur.



Kadın ve çocuk haklarına ilişkin yoğun ihlallerin yaşandığı ve dolayısıyla adalete erişimin gittikçe daha fazla önemli kazandığı bugünlerde, İstanbul Barosu'nu vermiş olduğu bu kararı düzeltmeye çağırıyor, Kadın ve Çocuk Hakları Merkezlerinin hizmetlerini geliştirerek sürdürmesi gerektiği inancını paylaşıyoruz.