Mesajı Okuyun
Old 30-10-2013, 20:24   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Katkısı olabilir kanaati ile...

13. Hukuk Dairesi 2002/7949 E., 2002/9957 K.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, kendisine ait taşınmazın davalılar tarafından rızası dışında ekilip mahsulün alındığını, aralarında yaptıkları anlaşma ile davalıların taşınmazını kendisine ekmek üzere verdiklerini, davalıların anlaşmalarına göre verdikleri taşınmaza buğday ektiğini, ancak mahsulü davalıların aldığını bildirilip, mahsul bedeli 1.900.000.000.-TL.nın faizi ile tahsilini istemiştir.

Davalılar, davacı ile aralarında iddia edilen şekilde anlaşma olmadığını, kendi taşınmazlarına davacının hakkı olmadığı halde ektiği mahsulü aldıklarını bildirip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 770.925.000.-TL.nin dava tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalının ektiği taşınmazı tapu malikinden satın aldığını, ancak davalıların bu taşınmazı ekmiş olmaları nedeniyle davalıların rızaları ile davalılara ait başka bir taşınmaza buğday ektiğini, ancak davalıların ekilen mahsulü aldığını bildirerek bu davayı açmıştır. Davacı kendisine ait taşınmazla ilgili bir talepte bulunmayıp, davalıların rızası ile onların tasarrufunda bulunan taşınmaza ektiği ve davalıların aldığı buğdayın bedelini istemiştir. Davalılar, davacının bu iddiasını kabul etmemişlerdir. Davalılar tarafından kaldırılan mahsulün, davacı tarafından ekildiği sabit ise de bu mahsulün davalıların rıza ve muvafakati ile ekildiğini davacı ispat etmek zorundadır. Dava konusunun miktarı, davalıların açık muvafakatinin bulunmaması nedeni ile olayda tanık dinlenemez.

Mahkemece 18.6.2001 tarihli celsede, tarafların tanık dinletilmesine muvafakat ettiklerine dair beyanı gözetilerek tanık dinlenilmiştir. Oysa HUMK. 289. maddesi gereğince, karşı tarafın muvafakati ile tanık dinlenebilmesi için, hakimin şahit dinletmek isteyenin karşısında olan tarafa "uyuşmazlıkta şahit dinlenmesinin mümkün olmadığı, ancak şahit dinlenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda şahit dinlenebilir" şeklinde yasa hükümlerini hatırlatması ve tutanağa geçirip, karşı taraf muvafakat ettiği takdirde, bu muvafakatin bir hakdan feragati da içermesi nedeniyle HUMK. 151/son maddesi gereğince bu beyanın imzalatılması gerekir. Mahkemece, yasanın öngördüğü bu prosedürü uygulamamıştır. HUMK. 289. maddesindeki koşullar yerine getirilmeden tanık dinlenemez ve tanık beyanları ile hüküm kurulamaz.

Davacı iddiasının yazılı belge ile isbatı gerekir. Davacı iddiasının yazılı belge ile ispat edememiş ise de, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığına göre davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Sonuç : Yukarıda açıklanan gerekçelerle hükmün davalılar yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 1.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: http://emsal.yargitay.gov.tr/VeriBankasiIstemciWeb/