Mesajı Okuyun
Old 25-10-2011, 16:58   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

İşin mutfağındakiler bir tarafa Yüksek Yargıtay'ın 2008 yılından bu yana devam edegelen içtihatlarında tek taraflı trafik kazalarında tazminat ödenmeyeceğine dair içtihadını aktarıyorum kolaylıklar diliyorum...

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2007/986
K:2008/9410
T:15.07.2008

ÖZET
Trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı KTK'nun 92 nci maddesinde belirlenmiştir.
Destek zararı, ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile mevdana gelen zarardır, isletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmediği gibi, genel şaftlarda da bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir. O halde, işletenin ölümü nedeniyle onun destecinden mahrum kalanların trafik sigortacısından talepte bulunabilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus işletenin (olayımızda aynı zamanda sürücü olanın) kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir.

2918 s. Yasa m. 92
818 s. Yasa m. 44/1

Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 13.10.2006 tarih ve 2006/45-2006/320 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin desteğinin davalının trafik sigortacısı bulunduğu aracı kullandığı sırada meydana gelen kaza sonucu öldüğünü, maddi zararlarının doğduğunu ileri sürerek,poliçe limiti olan 50.000.000.000.-TL'nin 22.08.2005 tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalı aracın davacıların desteklerine ait olduğunu, işleten sıfatı bulunduğunu, tam kusurlu şekilde kaza yaptığını,davacılann talep hakkı olmadığını, reeskont faizi isteminin yersiz bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kan ıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davacıların desteğinin aracının davalı tarafından trafik sigorta poliçesiyle sigorta örtüsüne alındığı, kendisi tarafından aracın kullanıldığı sırada tek taraflı meydana gelen kazada öldüğü, bu kazanın davalıya rücu imkanı tanımadığı, destekten yoksun kalma hakkının miras hakkına dayanmadığı,davalının poliçe hükümlerine göre sorumlu olduğu gerekçesiyle, F. K. için 43.819.09.-YTL, S. K. için 1.657.99.-YTL ve M. K. için 4.522.92.-YTL maddi tazminatın 31.08.2005 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Davalının davacıların miras bırakanı ve aynı zamanda destekleri olan S. K.'a ait aracın trafik sigortacısı (Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı) olduğu, 23.07.2005 tarihinde tek taraflı meydana gelen kazada anılan desteğin öldüğü, kazanın aracın işleteni ve aynı zamanda sürücüsü olan desteğin tam kusuru ile gerçekleştiği, başka etkenin bulunmadığı hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Trafik sigortası (Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası) motorlu bir aracın, karayolunda isletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortasıdır. Trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı ise KTK'nun 92 nci maddesinde belirlenmiştir. Destek zararı, ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile mevdana gelen zarardır, isletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu* kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmediği gibi, genel şaftlarda da bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir. O halde, işletenin ölümü nedeniyle onun destecinden mahrum kalanların trafik sigortacısından talepte bulunabilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus işletenin (olayımızda aynî zamanda sürücü olanın) kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir. Yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla destek tazminatı talebinde bulunulması halinde davalı zarar sorumlusunun, ölenin de birlikte kusuru olduğunu ileri sürerek, BK'nun 44/1 nci maddesi gereğince tazminatın kusur oranında indirilmesini talep etmesi mümkündür. Zira, destekten yoksun kalma-nedeniyle zararın giderilmesi isteminde bulunulması halinde birlikte kusurun varlığı esas itibariyle istemde bulunanın değil, ölenin davranışına göre belirlenir. Dairemizin son uygulaması da bu yöndedir.
Bu durum karşısında, davacıların desteği, davalının trafik sigortacısı bulunduğu aracın isleteni ve sürücüsü olan kişinin tek taraflı olarak kendisinin yaptığı kazada öldüğü, tam kusurlu bulunduğu, davalı trafik sigortacısının bir sorumluluğunun olmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.