Mesajı Okuyun
Old 02-11-2006, 09:51   #5
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.ssefasekni,
Ne çok sorunuz var
Adres aynı ise normalde tebliğe muttali olmuş saylımalı. Aşağıda birkaç karar yolluyorum :

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/17441

K. 2000/18586

T. 28.11.2000

• AİLE EFRADINA VEYA HİZMETÇİYE TEBLİGAT ( Geçerliliği )

• TEBLİGAT ( Aile Efradına Veya Hizmetçiye - Geçerliliği )

7201/m.16,20

4-12059/m.21,22

ÖZET : Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmadığı taktirde tebliğ, kendisi ile birlikte oturan ailesi efradına veya hizmetçilerinden birine yapılır.

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/11050

K. 2006/1531

T. 1.3.2006

• MAL BEYANINDA BULUNMAMAK ( Aynı Konutta Oturduğu Belirtilmeden Muhatabın Oğluna Yapılan Tebligatın Geçersiz Olduğu )

• AYNI KONUTTA OTURAN MUHATABIN OĞLU ( Oturduğu Belirtilmeden Muhatabın Oğluna Yapılan Tebligatın Geçersiz Olduğu - Mal Beyanında Bulunmamak )

• TEBLİGAT ( Aynı Konutta Oturduğu Belirtilmeden Muhatabın Oğluna Yapılan Tebligatın Geçersiz Olduğu - Mal Beyanında Bulunmamak )

2004/m. 337

7201/m. 16

ÖZET : Sanık, mal beyanında bulunmama suçundan yargılanmıştır. Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet kararı aynı konutta oturup oturmadığı belirtilmeden sanığın oğluna tebliğ edilmiştir. Sanıkla aynı konutta oturduğu belirtilmeden oğluna yapılan bu tebliğ geçersizdir. Bu durumda mıla üzerine yapılan temyizin süresinde yapıldığının kabulü gerekir.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/3501

K. 2004/4241

T. 5.4.2004

• TEBLİGAT ( Davada Hasım Olarak Alakaları Olan Kişilere Tebligat Yapılması Caizde Olsa Muhatap Adına Tebligat Yapılamayacağı )

• TEBLİGAT YAPILAMAYACAK KİŞİLER ( Muhatap Adına Tebligatı Alacak Kişinin Aynı Davada Hasım Olarak Alakası Olması Nedeniyle )

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Davada Hasım Olarak Alakası Olmasına Rağmen Muhatab Adına Birlikte Sakin Eşine Tebligat Yapılması )

7201/m. 39


ÖZET : Kendilerine tebligat yapılması caiz olan kimselerin, o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Tebligat Kanunu hükümlerine göre kendilerine tebligat yapılması caiz olan kimselerin, o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz. ( TK.md.39 )


T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 1987/12394

K. 1988/3210

T. 3.3.1988

• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Davalıya Yapılan Tebligatlarda Tereddüt Yaratacak Durum Olduğundan Tebligatın Gerçekten Yöntemine Uygun Olup Olmadığının Araştırılması )

• TEBLİGAT ( Davalıya Yapılan Tebligatlarda Tereddüt Yaratacak Durum Olduğundan Tebligatın Gerçekten Yöntemine Uygun Olup Olmadığının Araştırılması )

818/m.520,535


ÖZET : Davalıya yapılan bildirimlerde ( tebligatlarda ), tereddüt yaratacak bir durum bulunduğundan, bildirimlerin gerçekten yöntemine uygun tebligat olup olmadığının araştırılması gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izaleyi şuyu davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, bir parça taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi isteminden ibarettir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Davacının ortaklığın giderilmesi davasında davalıya çıkarılan tebligat her ne kadar aynı çatı altında birlikte oturan dayısı Mehmet'e tebligat yapıldı şerhiyle iade edilmesi üzerine davalının gıyabında yürütülmüşse de, bu defa aynı davalı tebellüğ mazbatasında birlikte oturduğu bildirilen Mehmet'le konut ve iş beraberliği olmadığını ileri sürerek bir de ilmühaber eklemiş olduğundan, tebligatın gerçekten usulüne uygun tebligat olup olmadığının araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi icabeder. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yar

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/3835

K. 2004/4786

T. 15.4.2004

• KENDİSİNE TEBLİĞ YAPILACAK KİMSENİN ADRESTE BULUNAMAMASI ( Tebligatın Kendisi ile Aynı Konutta Oturan Kişilere veya Hizmetçilerinden Birine Yapılması )

• TEBLİGAT ( Kendisine Tebliğ Yapılacak Kimsenin Adreste Bulunamaması Durumunda Tebligatın Kendisi ile Aynı Konutta Oturan Kişilere veya Hizmetçilerinden Birine Yapılması )

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Kendisine Tebliğ Yapılacak Kimsenin Adreste Bulunamaması Durumunda Bulunamama Nedeninin de Belirtilmesinin Gerekmesi )

7201/m.16

ÖZET : Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Birlikte oturanlara tebliğ için "adreste bulunmazsa" koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Yine bu koşulun; soyut, "adreste bulunmadı" açıklaması ile gerçekleştiğinden de söz edilemez. Muhatabın bulunmama nedeninin de tesbiti gerekir.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7751

K. 2005/11569

T. 30.5.2005

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Muttali Olma Tarihinde Tebligatın Yapılmış Sayılacağı - Muhatabın Adreste Bulunmaması Halinde Yapılması Gereken İşlemler )

• TEBLİGAT TARİHİNİN TESBİTİ ( Usulsüz Tebligatın Öğrenme Tarihinde Yapılmış Sayılacağı - Muhatabın Adreste Bulunmaması Halinde Yapılması Gereken İşlemler )

• MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMASI HALİNDE YAPILACAK TEBLİGATIN USULÜ ( Usulsüz Tebligatın Öğrenmeyle Geçerli Hale Geleceği )

7201/m.21,32

ÖZET : İcra Mahkemesi'ne verilen şikayet dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak yapılmadığı ve tebligattan 13.9.2004 tarihinde haberdar olunduğu açıklanmıştır. Somut olayda, Tebligat Kanunu 21. maddesine göre yapılan tebligat, Tüzüğün 28. maddesine uygun olmayıp usulsüzdür. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilmelidir. Borçlunun seçilen takip şekline göre öğrenme üzerine süresinde icra dairesine başvurarak borca itiraz ettiği de görülmektedir. Bu nedenle şikayet dilekçesinde yazılı 13.9.2004 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesi ve tebliğ tarihinin bu şekilde düzeltilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir.


Adres aynı ise, sorunuza verilecek yanıt da değişecektir. Çünkü tebligatı öğrenmiş olmamak bu durumda hayatın olağan akışına aykırı olacaktır, kanımca bu savunma ileri sürülebilir.

Menfi tespit davası konusundaki görüşümü de soyuttan somuta açıklamıştım. Bence burada 89/3 uyarınca açılması gereken bir menfi tespit davası ver, yani 89/3'ün tebliğinden itibaren 15 günlük bir hak düşürücü süre var. Çünkü, kişinin borçluluğunu doğuran olay, İİK m.89'dan kaynaklanıyor. Hakimin bu durumu resen gözönüne alması gerektiğini düşünüyorum. 103 ihbarı 89/3'ün tebliği ile ilişkilendirilebilir mi? Ben olsam 103'ü karıştırmak yerine aynı adreste oturma ve buna bağlı olarak muttali olma sovunması üzerinde dururum. Çünkü, aksi halde, 103'ün tebliği 89/3'ün tebliğinin bilinmesini gerektirmez tezi ile karşı karşıya kalabilirim, bu tezi daha baştan dışarda bırakmayı tercih ederdim. Ama, asıl iddia olarak aynı adreste ikameti söyledikten sonra 103'ün tebliği ile ilgili iddiaları da aynı konuttaya yaşama iddiamı güçlendirmek ve desteklemek için ileri sürerdim.

Saygılar.