Mesajı Okuyun
Old 24-06-2002, 13:54   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba Sayın Bilen,

Olayımıza tekrar dönelim, bir çek var bu çekin keşide tarihi farz edelim 22.06.2002, lehdarın cirosonun yanında bir tarih var (yine farz edelim) 1.1.2001, çekin ibraz edildiği tarih 22.06.2002...

(Not: Burada lehdarın iddiası gibi, yani cirosunun yanındaki tarih doğru kabul edildiğinde, vadeli çek düzenlendiği açıkça ortaya çıkacaktır. Yargıtay' ın bir çok kararında kabul edildiği gibi TK.707/2 icabı da vadeli çek geçerli olacaktır .. )

Bu durumda lehdar hakkında yapılan icra takibine karşı şikayette bulunuyor ve ciro tarihinin keşide tarihinden eski olduğu, başka bir ifade ile ciro ederken çekte keşide tarihinin olmadığını, sonradan atıldığını ve 692. ve 693. maddeler açıklığı ile kambiyo niteliğine haiz olmadığını iddia ediyor... Bu hususu lehdar ispatla yükümlüdür.. zira vadeli çek düzenlenmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Ciro yanında yer alan tarihte çekin keşide tarihi içerrmediğini ek delille lehdar ispatlamalıdır..

Buradan zamanaşımı sorunu için mevcut mevzuata geçelim:

Alıntı:
TTK.Madde 726 - Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle müruruzamana uğrar .


Alıntı:
Tk.707. madde: Çek görüldüğünde ödenir.Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek, ibraz günü ödenir .



Yukarıda yer alan 707. madde ile 692 ve 693. maddeler, çekte normal olan usulün vadenin kabul görmemesi, çekin görüldüğünde(ibrazında) ödenmesi gereken bir ödeme aracı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu husus, normal olandır.

Dolaylı olarak, bu hükümlere uygun olarak zamanaşımını düzenleyen TK.726. maddede de haklı olarak bir tek ve gerçek keşide tarihinin olabileceği düşünülerek, zamanaşımının başlangıç tarihinin, çeke göre ibraz süresinin bitim tarihi esas alınarak hesaplanacaktır denilmiştir. Bu husus normal durum içindir.

Olayımızdaki gibi, çekin keşide tarihinin vade içerir şekilde düzenlendiği ortada ise, yahut ispat edilebilir durumda ise; buna rağmen çek 707. madde uyarınca keşide tarihinden önce bankaya ödeme için ibraz edildiğinde zamanaşımı süresi ne zaman başlamalıdır?

Sizin belirttiğiniz gibi, bu durumda TK.726. madde uygulanmamalıdır. Bu konuda yargıtay kararı da olsa uygulanmamalıdır..Çünkü;

evvela TK. hükümleri özel mevzuat olmakla ve çekte vade olmayacağını kabul etmekle (sadece bu durum için sınırlı ve geçerli olmak üzere) BK. genel zamanaşımı kurallarından ayrılmıştır.

O halde, TK. na aykırı şekilde bir çek dzüenlenmiş ve bu çek süresinden önce bankaya ibraz edilmiş ise artık 726. madde burada uygulanamaz. TK.1. maddesinin atfı ile Genel hükümler bu arada konuyla doğrudan alakalı BK. 128, 132/5 ve 133/2 hükümleri uygulanacaktır.

Buna göre, BK.128. madde genel kuralında da belirtildiği gibi,

'' Müruruzaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar. Alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabii ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder''

Çek bankaya ibraz edilmekle borçlu keşideci hakkında icra takibi yapılacağı, başka bir ifade ile borcun muaccel olacağı Yargıtayın ve tüm hukukçuların kabul ettiği genel bir kuraldır.

O halde BK.128. madde açıklığı ile zamanaşımı bankaya ibraz tarihinden itibaren başlamalıdır......

Diğer destek maddeler;

Yine BK.132/5 de yer alan zamanaşımını tatil eden sebepler arasında alacağı Türk mahkemesi huzuruna götürememek gibi bir engel de yukarıda arz edildiği üzere olayda olmadığından ve diğer 4 fıkra da da tatil sebebi olaya uymadığından ibraz tarihi ile keşide tarihi arasında geçecek zaman için zamanaşımının tatile uğradığını kabul etmek de mümkün olamayacaktır... Çünkü ibrazdan itibaren keşide tarihini beklemek örtülü olarak zamanaşımın tatile girmesi demektir.. ki buna 132. madde engeldir..

Ayrıca BK.133 de zamanaşımını kesen haller belirtilmiş olup, ibraz ile alacağını talep etme hakkını kazanan ve esasen alacağını isteyen ve buna dayalı olarak icraya ve mahkemeye gidebilen alacaklı için zamanaşımı kesilip yenisi aynı süre ile başlamış olacaktır.. Aksi takdirde, alacağını icradan tahsil edebilen alacaklı için zamanaşımını başlatmamak ve alacağını belki de tahsil ettiği halde zamanaşımının başlamasını bile sağlamamış olmak gibi bir garabet ortaya çıkacaktır..

Böyle değerli dostum sorulara ve gidişata göre tartışırız.. acele yazdım anlaşılmayan bir şey olursa açıklamaya hazırım..

Saygılarımla..