Mesajı Okuyun
Old 06-08-2007, 09:59   #7
avmurat

 
Varsayılan

Ben buradaki meselenin alt kiracı ilişkisi değil kiranın devri ile ilgili olduğunu düşünüyorum.Bu açıdan sayın Olguner'in ilk mesajındaki görüşlerine katılmıyorum.6570 sayılı kanunun 12.maddesi ile kiranın devri yasaklanmıştır.Yani sözleşmede hüküm olmasa bile kiranın devri yasaktır.Kaldı ki kira sözleşmelerinin matbu kısmında da kiranın devrinin yasaklandığı yazılıdır.Yasanın ilgili maddesi:
Madde 12 - Kiracı, mukavelede hilafına sarahat olmadıkça, kiralanan yeri kısmen veya tamamen başkasına kiralayamaz yahut istifade hakkını veya mukavelesini başkasına devredemez veyahut kendisi gayrimenkulü bırakmış olduğu halde hiç bir sebeple bu yeri kısmen veya tamamen başkalarına işgal ettiremez.
Kira akdinin esas gayesi itibariyle başkalarına kiralanması lazım ve mütat olan (Otel, pansiyon, talebe yurdu ve benzerleri) gayrimenkuller bütün gayrimenkulün devri veya kiralanması hali müstesna olmak üzere yukardaki fıkra hükmüne tabi değildir.
Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne riayet etmeyerek bir gayrimenkule kiracı veya devir alan sıfatiyle girenler veya bu gayrimenkulü işgal edenler hakkında hiç bir ihtara hacet kalmaksızın sulh mahkemelerinde tahliye davası açılabilir.
Fuzuli şagiller hakkında 5917 sayılı kanun hükümlerinin tatbikı da istenebilir.

Bu halde kiraya veren açısından yapılması gereken, kiracı için süreli ihtar çekilerek akde aykırılığın giderilmesini talep etmek (Bu zorunludur) ve sonuçsuz kalırsa akde aykırılıktan dolayı akdin feshi ve tahliye davası açmak.Yeni kiracı içinse fuzuli işgalden tahliye davası açmak.Ben her ihtimale binaen, ihtardaki süreler geçtikten sonra mecurda bir tespit yaptırmanızı tavsiye ederim.Akde aykırılığı ispat açısından gerekli olabilir.
Her ikisi içinde aynı davada ya da ayrı ayrı davalarda talepte bulunulabileceği de zaten sayın Bozburun'un da ibraz ettiği kararda belirtilmiş.Saygılarımla.