Mesajı Okuyun
Old 16-07-2007, 11:38   #2
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12153
K. 2005/38893
T. 8.12.2005

• MAZERETSİZ İŞE GELMEME GEREKÇESİYLE İŞ AKDİNİN İŞVERENCE FESHİ ( İşverenin Feshin Haklı Sebebe Dayandığını İspat Yükümlülüğü - İşveren İspat Külfetinin Yerine Getirmediğinden İhbar ve Kıdem Tazminatı Talebinin Kabulü Gereği )

• İŞ AKDİNİN FESHİNİN HAKLI SEBEBE DAYANDIĞINI İŞVERENİN İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( İşverenin Mazeretsiz İşe Gelmeme Gerekçesiyle İş Akdini Feshetmiş Olması - İşçinin Devamsızlık Tutanaklarının Tek Taraflı Tanzim Edildiğini ve Devamsızlık Yapmadığını Beyan Ederek İhbar ve Kıdem Tazminatı Talep Etmiş Olması )

• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( İş Akdinin İşçinin Devamsızlığından Kaynaklandığını İspat Külfetinin İşverende Olması - İşçinin Devamsızlık Tutanaklarının Tek Taraflı Tanzim Edildiği ve Devamsızlık Yapmadığı İddiası )

• İSPAT KÜLFETİNİN İŞVERENDE OLMASI ( İş Akdinin Devamsızlık Sebebiyle Sona Erdirildiğini - İşçiye Ait Ücretin Ödendiğinin Bordro vb. Belgelerle İşverence İspat Edilmesi Zorunluluğu )

• ÜCRETİN ÖDENDİĞİNİ İSPAT KÜLFETİNİN İŞVERENE AİT OLMASI ( İş Akdi Sona Erdirilen İşçinin Ödenmeyen Ücretlerin ve İşçilik Alacaklarının Tahsili Talebi )

4857/m.18,20
1475/m.14

ÖZET : Davacı işçi, iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiğini, devamsızlığının söz konusu olmadığını, devamsızlık tutanaklarının tek taraflı tanzim edildiğini iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti, hafta ve genel tatil gündeliklerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir. İş akdinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde son bulduğunu ispat külfeti işverene aittir. İşveren bulunduğu konum itibarı ile her zaman, tek taraflı olarak tutanak tanzim etme imkanına sahiptir. İşsizliğin yoğun yaşandığı, yeni bir iş bulma imkanının ve geçim şartlarının zor olduğunun herkesçe bilindiği bir ortamda, 4 yıla yakın hizmeti bulunan bir işçinin, ortada izah edilmiş bir sebep yok iken işe gelmemesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. İşveren, tutanak tarihlerinde davacının işe gelmediğini tutanak tanıklarını dinleterek kanıtlayamamıştır. Kendisine yazılı fesih bildirimi dahi yapmamıştır. Tüm bu durumlar karşısında iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının ihbar ve kıdem tazminat isteklerinin hüküm altına alınması gerekirken, bu taleplerin reddi hatalıdır. Öte yandan, işçinin ücretinin ödendiğinin ispatı işverene aittir. İşveren ücretin ödendiğini bordro ve benzeri yazılı belgelerle ispatlamak zorundadır. Davalı işveren tarafından böyle bir belge ibraz edilmediğine göre davacının ücret alacakları hesaplatılmalı ve mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Mahkemece, ücret alacak talebi hakkında bir hüküm kurulmaması da hatalıdır.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti, hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı işçi, iş akdinin 25.5.2003 tarihinde işveren tarafından haksız feshedildiğini, devamsızlığının söz konusu olmadığını, devamsızlık tutanaklarının tek taraflı tanzim edildiğini iddia ederek dava konusu alacak isteklerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı işveren ise, davacının 22-23-24/Mayıs/2003 günlerinde mazeretsiz ve izinsiz işe gelmediğini, tutanak tanzim edildiğini, iş akdinin devamsızlık nedeniyle haklı feshedildiğini, davanın reddini savunmuştur.

Dinlenen davacı tanıkları, davacının işveren tarafından işten çıkarıldığını belirtmişlerdir. Davalı işveren, davacının 22-23 ve 24/Mayıs/2003 günlerinde işe gelmediğine dair tutanak ibraz etmiş, ancak işveren davada tanık dinletmemiş, başkaca da bir belge sunmamıştır. Belirtmek gerekir ki, iş akdinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde son bulduğunun ispat külfeti işverene aittir. İşveren bulunduğu konum itibarı ile her zaman, tek taraflı olarak tutanak tanzim etme imkanına sahiptir. İşsizliğin yoğun yaşandığı, yeni bir iş bulma imkanının ve geçim şartlarının zor olduğunun herkesçe bilindiği bir ortamda, 4 yıla yakın hizmeti bulunan bir işçinin , ortada izah edilmiş bir sebep yok iken işe gelmemesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. İşveren, tutanak tarihlerinde davacının işe gelmediğini tutanak tanıklarını dinleterek kanıtlayamamıştır. Kendisine yazılı fesih bildirimi dahi yapmamıştır. Tüm bu durumlar karşısında iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının talep ettiği ihbar ve kıdem tazminat isteklerinin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde bu taleplerin reddedilmesi hatalıdır.

3-Davacı, dava ve 3.12.2004 tarihli açıklama dilekçesinde 2003 yılına ait Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs ayı ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Bilirkişi tarafından bir ücret hesaplaması yapılmadığı gibi davacının bu talebi mahkemece de bir değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Bilindiği üzere, işçinin ücretinin ödendiğinin ispatı işverene aittir. İşveren ücretin ödendiğini bordro ve benzeri yazılı belgelerle ispatlamak zorundadır. Davalı işveren tarafından böyle bir belge ibraz edilmediğine göre davacının ücret alacakları hesaplatılmalı ve mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Mahkemece, ücret alacak talebi hakkında bir hüküm kurulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,8.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.