Mesajı Okuyun
Old 18-12-2010, 10:59   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Y12.HD 23.3.2007 E. 2007/2732 K. 2007/5575


Yargıtay 12.Hukuk Dairesi

Esas no: 2007/2732 Karar no: 2007/5575 Karar Tarihi: 23.03.2007

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Takibe konu edilen bonoda keşideci M____ E____ Ö____, lehtar ise takip alacaklısı K____ Ambalaj San. A.Ş.'dir. Takip borçlularından E____ Bisküvi Gıda San. ve Tic. Limitet Şirketi'nin bononun arka yüzünde kaşesinin bulunduğu bu kaşenin üzerinde de bir imza atıldığı gözlenmektedir.

TTK. nun 690/3. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken 613/1. maddesi hükmüne göre aval şerhi poliçe veya alonj üzerine yazılır. İş bu bononun arkasına atılan kaşe ve üzerindeki imzanın avali tazammun eden herhangi bir meşruhatı ihtiva etmediğine göre ve imzada, senedin ön yüzüne atılmadığından TTK. nun 613/2. maddesi uyarınca aval verme niteliğinde kabul edilemez.

Ayrıca, konu ile ilgili TTK. nun 648. maddesi aynen <araya girme sureti ile kabul keyfiyeti poliçe üzerine yazılır ve araya giren tararından imza edilir. Kabul şerhinde kimin lehine araya girildiği gösterilir; gösterilmemiş ise kabul, keşideci lehine vukubulur sayılır> hükmünü içermektedir. Araya girme sureti ile kabul keyfiyeti poliçe üzerine yazıldıktan sonra bu şerhin araya giren tarafından imzalanması lazımdır. (TTK. nun 648/1. maddesi) Poliçenin arka yüzündeki bir imzanın ise ciro zincirinin düzenini bozmamak şartı ile nihayet bir beyaz ciro olarak kabul edilebileceği bu sebeple araya girmek suretiyle kabul edenin, bu niyetini gösteren bir kaydı da poliçeye dercetmesi gerekir. (Prof. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku Sf:829)

Somut olayda bononun arka yüzündeki kaşe ve üzerindeki imzanın yanında yukarıda açıklandığı anlamda araya girilme sureti ile kabul şerhi bulunmamaktadır. O halde şikayetin İİK. nun 170/a maddesi uyarınca kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,