Mesajı Okuyun
Old 14-07-2007, 13:37   #27
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan duruşmada avukatı görevinden yasaklamayı olasılık olarak düşünmeyi bile yasaklamalı

Alıntı:
Yazan medenikal
...
Hakim'in aradığı ve karıştırdığı hüküm şu olsa gerek;

(3) (Ek:25/5/2005 - 5353/22 md.) 149 uncu maddeye göre seçilen veya 150 nci maddeye göre görevlendirilen ve Türk Ceza Kanununun 220 ve 314 üncü maddesinde sayılan suçlar ile terör suçlarından tutuklu ve hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevini üstlenen avukat, hakkında bu fıkrada sayılan suçlar nedeniyle kovuşturma açılması halinde tutuklu veya hükümlünün müdafilik veya vekilliğini üstlenmekten yasaklanabilir.
Yasaklama var ama bu suçlara karışmış Avukat için ...

Oysaki olayımızla bu hükmüm arasında hiçbir benzerlik yok.

1- Avukatın görevden yasaklanabilmesi ile ilgili Türk Hukukundaki TEK UYGULAMA İstanbul DGM'de Avukat Behiç AŞÇI hakkında verilen karardır.(Bildiğim kadarıyla !)
O kararda "...suç işlemiş olma ihtimaline binaen avukatlık görevinden yasaklanmasına..." denilmiş idi.
Bu karar aleyhine yapılan itirazda bizim de bulunduğumuz avukatların başvurusunda şu noktayı açıklamıştık : "(...suç işlemiş olma ihtimaline binaen...) iddiasıyla görevden yasaklanıyor ise, biz de (...suç işlememiş olma ihtimaline binaen...) yasaklama kararının kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü, hakkında yargı kararı kesinleşinceye kadar herkes masumdur kuralı, yüzelli yıl önceki Mecelle'de "Beraet-i zimmet asıldır" olarak yer almıştır. İtirazımız üzerine karar verecek olan mahkemeniz eğer bu kararı kaldırmayacak olursa, yüzelli yıl geriye gitmiş olacaktır..."
İtirazı inceleyen mahkeme avukat meslektaşımızın yasaklanması kararını kaldırmış idi.

2-
Alıntı:
Yasaklama var ama bu suçlara karışmış Avukat için ...
Buradaki "karışmış" nitelemesi doğru değil, "karıştığı ileri sürülen" deyimi kullanılabilir.

3- "karıştığı ileri sürülen" deyimi kullanılabilse bile:
Yasa metninde avukatın görevden yasaklanması mutlak bir zorunluluk sayılmamıştır; yalnızca "...yasaklanabilir" denilerek takdir hakkı öngörülmüştür.

YORUMUMUZ:
Avukatlık mesleği; kişiye bağlı, kişinin kişisel özellik ve yetenekleri ile yoğrulmuş, nitelikli bilgi ve deneyimlerin bileşiminde yürütülebilen hizmet olması özelliği nedenleriyle;AVUKAT GÖREVDEN YASAKLANAMAZ.
Çünkü O avukatın (inatçılık, kararlılık, korkusuzluk, deneyim, anlatım özellikleri gibi) herhangi bir özelliği O avukatı vekiledenin gözünde vazgeçilmez kılmış olabilir. Daha yargılamanın başlangıcında henüz kanıtlanmamış ve yalnızca bir İddia nedeniyle Avukatı görevinden yasaklamak, yargılanan vekileden (asıl sanık) açısından ADİL YARGILAMAYI YOK ETMEKTİR.


Bu konuda Kartal 2. Ağır Ceza M. kendi yargılanmamız sırasında söylediğimiz sözler şöyledir:
"Sayın Yargıçlar, ben sanık olarak yargılanıyorum. Huzurunuzdaki bu avukatlarımın herbiri benden daha bilgili, benden daha inatçı, benden daha yetenekli, benden daha deneyimli olup herbiri benim için ayrı ayrı vazgeçilemez niteliktedirler. Bu özellikleri nedeniyle, mahkemenizden yöntem bakımından sanık olarak isteğim şudur; ya sanık olarak avukatlarımın yanına giderek ya da avukatlarımın benim yanıma gelerek avukatlarımın yanında olmak." Mahkeme, savcının teamül ve salon yapısı gerekçeleriyle uyumlu biçimde isteğimizi reddetmişti.

Bu konu ayrıca ele alınacak olup, sanık iken belirttiğimiz ve deneyerek gördüğümüz gibi, avukatların her birinin yeri özel ve vazgeçilmezdir. Öyleyse, duruşma sırasında avukatı görevinden yasaklamayı olasılık olarak bile düşünmeyi yasaklamak gerekir.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "