Mesajı Okuyun
Old 28-06-2011, 22:35   #35
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Aslında buradaki tartışılması veya ayırdedilmesi gereken nokta Temerrüt ve istenebilirlik/muacceliyet kavramlarıdır.

Kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlar açısından bir sorun yok sanıyorum. Bunların fer'i si olan avukatlık ücreti de icra takibine konu edilemez/istenemez. İstenemeyecek bir alacak için faiz yürütülmesi de sözkonusu olamaz.

Temel sorun kesinleşmeden icra takibine konu edilebilecek (örneğin bir tazminat veya alacak davası) sonucunda ilamda hükmedilen avukatlık ücretine hangi tarihten itibaren faiz yürütüleceğidir.

Benim yukarda beyanlarımı belirttiğim süreçte 3. HD. KARAR İLE BORÇLUNUN TEMERRÜDE DÜŞMEYECEĞİ, BU NEDENLE KARAR ALTINA ALINAN AVUKATLIK ÜCRETİNE VARSA İHTAR YOKSA TAKİP TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ İŞLETİLMESİ GEREKTİĞİ görüşünde idi. Şimdi değişti mi bilmiyorum.

Şimdi şöyle düşünelim:
Dava dilekçesinde faiz istenmeksizin açılan bir alacak davasında hükmedilen alacağa hangi tarihten itibaren faiz yürütülecektir?

Dava tarihinden itibaren yürütülemez. Çünkü faiz istemi yoktur.

Karar tarihinden mi, takip tarihinden mi itibaren faiz işletilecektir?

Burada istenebilirlik/muacceliyet ve temerrüt kavramlarına yeniden dönmek gerekir.

Yasaya göre istenebilir bir borcun borçlusu kendisine ifa doğrultusunda yapılan ihtar neticesinde borcu ödemez ise temerrüde düşer/mütemerrid olur.

İhtarın gerekmediği durumlar yasada ayrıca düzenlenmiştir. Bunlar borcun ödeneceği tarihin kesin bir tarih olması, ihtarın yararsız olacağının anlaşılması vb. dir.

Burada önümüze farklı bir sorun çıkıyor:
Yargı kararı ile saptanmış bir alacak var. Bu alacağın varlığına bir yargılama süreci sonucunda karar verilmiştir.

yargılama süreci taraf teşkilinden sonra başlar. Yani yasanın kabulüne göre gerçekte karşı tarafın haberi olmasa da yasal olarak davadan haberdardır ve bu davada verilen hüküm bu tarafı bağlayacaktır.

Şimdi; yasal olarak davadan haberdar olan bu şahsın kararı duyduktan sonra borçlu olduğu miktarı ödemesi gerekmez mi? Bu ilamdaki alacak nedeni ile borçluyu temerrüde düşürmek için ayrı bir ihtara gerek var mıdır?

Bence hayır.

Burçlu, en geç karar tarihinde borçlu olduğu miktarı ödemek zorunda olduğunu yargısal bir kararla öğrenmiştir Bu durmda artık ihtara gerek var mıdır?

Bu durumda dürüst borçlu borcun ifası için gerekli eylemlerde bulunur (notere tevdi vb) bunu yapmamışsa karar tarihi itibarı ile ödemek zorunda olduğu bir borcun olduğunu bilen borçluya ayrıca ihtar çekmenin nasıl bir anlamı vardır? Borçlu ifa edilmesi gereken bir borcunun varlığını en geç karar tarihi itibarı ile bilmektedir. Yargıtay da bu durumda asıl borca karar tarihinden itibaren faiz işletilmesini kabul etmektedir. Bu konuda bir çekişme yoktur.

Burada sorun asıl alacak ile birlikte hüküm altına alınan avukatlık ücretine faiz işletilmesi için neden ihtar ile temerrüde düşürülme gerektiği konusunda düğümlenmektedir. Neden hükmedilen asıl alacağa ihtara gerek olmaksızın faiz yürütülürken aynı ilam ile hüküm altına alınmış olan avukatlık ücretine faiz yürütülülmesinin ihtar veya takip tarihine bağlanmasıdır.

Buradaki takip tarihinin temerrüdün başlangıcı (faiz işleme tarihinin başlangıcı) olarak kabulü da ayrı bir muammadır.

Yasaya göre borçlu kendisine yapılan ihtar ve verilen süre sonunda borcu ifa etmez ise mütemerrit olur.

Peki senin takip yaptığından borçlunun nereden haberi var ki sen takip tarihini temerrüt tarihi olarak kabul ediyorsun.

Bu çerçevede; yasal koşullar çerçevesinda taraf teşkili sağlanarak yapılan yargılama sonucu bir borcun ifasına mahkum edilen borçlunun en geç karar tarihi itibarı ile ifa etmesi gereken bir borcu olduğunu öğrendiği, ifa etmesi gereken bir borcunun olduğunun yargı kakarı ile de öğrenmiş olan bu borçluyu temerrüde düşürmek için ayrıca ihtara gerek olmadığı, Aynı hükümle karar altına alınan asıl alacağa karar tarihinden itibaren faiz işletilirken avukatlık ücratine faiz işletilmesi için ayrıca ihtar veya takip koşulunun aranmasının hiç bir hukuki temeli olmadığı, takip tarihinin de temerrüt tarihi olarak kabulünün tam bir garabet olduğu kanısındayım.

Saygılarımla.