Mesajı Okuyun
Old 21-12-2011, 17:24   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS:2010/1277 KARAR:2010/3359 TARİH:16.02.2010

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlunun itirazının iptaline ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan kararın asıl takip dosyasına ibrazı ile, itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden alacaklı takibe devam edebilir. Ancak itirazın iptali ilamında hükmedilen yargılama gideri, icra inkar tazminatı, vekalet ücreti gibi alacakların tahsili için, aynı icra dosyası üzerinden borçluya örnek (4-5) icra emrinin gönderilmesi veya ayrı bir dosya üzerinden ilamlı icra takibi yapılması gereklidir.

Somut olayda alacaklı vekilinin, borçlu belediye aleyhinde, 247.328 TL asıl alacağın tahsili için genel haciz yolu ile başlattığı icra takibi, itiraz üzerine durmuştur. İtirazın iptali için açılan dava sonucunda mahkemece, borca itirazın 243.134 TL'lik kısmının iptaline, iptal edilen kısmın %40'ı olan 97.253,60 TL icra inkar tazminatının, 17.988 TL vekalet ücreti ile 3.348 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.030,70 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına karar

İtirazın iptali ilamı ile hükmedilen bu alacak kalemleri için, borçluya icra emri gönderilmeden, icra müdürlüğünce, bu alacak kalemleri de dahil edilerek bakiye borç hesabı yapılması usulsüzdür.

Borçlu vekilinin, icra mahkemesinde, anılan borç hesabına yönelik başvurusu şikayet niteliğinde olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda öngörülen dava niteliğinde değildir. Bu nedenle alacaklı vekilinin cevap dilekçesi karşılık dava olarak değerlendirilip, şikayete konu borç hesabında yazılı miktardan daha fazlasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.

Mahkemece, itirazın iptali kararında, iptaline karar verilen miktar esas alınmak sureti ile 12/02/2009 tarihi itibariyle, bakiye borç hesabının bilirkişi marifeti ile hesaplattırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , yukarıda yazılı ilkelere uygun düşmeyen bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi