Mesajı Okuyun
Old 08-09-2007, 05:48   #295
Zeki

 
Varsayılan

Japonlarla olan dostluğumuz Eğtuğrul Fırkateyni'nin Osmanlı zamanında Japonya'ya gönderilmesiyle başlıyor. 19 Ekim 1863 tarihinde Padişah huzurunda suya indirilmiş. Makine ve kazanları 1864’te İngiltere’de monte edilmiştir.

II. Abdülhamid, 1887 yılında Japonya İmparatorunun yeğeninin bir savaş gemisiyle İstanbul'u ziyaret etmesinin ardından Japonya’ya bir heyet gönderilerek iade-i ziyaret yapılmasını emretmişti. Mürettebat sayısı konusunda farklı bilgiler bulunuyor -593'den 655'e kadar-. Gemi, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. 11 ay sonra 7 Haziran 1890 tarihinde Japonya’nın Yokohama Limanına vardı.

Yola çıkılacağı gün Japon Bahriyesinin tayfun uyarısına rağmen, Ertuğrul Fırkateyni planlandığı gibi 15 Eylül 1890tarihinde Yokohama Limanı’ndan ayrıldı. Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan Ertuğrul Firkateyni 16 Eylül 1890’da kayalara çarparak battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtulabildi, Amiral Osman Bey de dahil diğer mürettebat hayatını kaybetti. En az 524 denizci ölmüş yani. Kushimoto kasabası Mersin ve Yakakent ile kardeş şehirdir. Kushimato’da bir de müze bulunmaktadır. 1974 yılında inşa edilen "Türk Müzesi"nde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunmaktadır.

Ertuğrul Fırkateyni’nin trajik sonu Türk-Japon halklarını yakınlaştırdı. Yöre halkı, kazadan kurtulanlara büyük yardım ve yakınlık gösterdi. Torajiro Yamada isimli bir Japon, şehit yakınları ve kazazedeler için yardım kampanyası düzenledi. Hayatta kalan 69 denizci Hiei ve Kongo isimli iki askeri gemi ile İstanbul’a gönderildi. Kazada ölenlerin anısına Kushimoto’da bir Anıt yapılmıştır. İlk anıt Japonlar tarafından 1891’de dikilirken, 1929 yılında yine Japonlar tarafından genişletilmiştir.

Gelelim bu tarihi bilginin hayat ile ne alakası olduğuna. Dün Tokyo'dan Kobe'ye gelirken trende yan kotuğuma Japon bir Uluslararası Siyeset Profesörü rastladı. Türkiye'yi ve Türkleri yakından biliyordu. Elindeki bir kitabı karıştırırken gözüm kaydı ve bir Türk bayrağı gördüm. İlgisi olduğunu düşünerek sordum, tanıştık ve yolculuk boyunca 3 saate yakın sobbet ettik aralıksız. İşte konu da anlaşılacağı üzere bu sohbetten çıktı. ''Japon ve Türk halklarının tanışması ilk Ertuğrul Fırkateyni ile olmuştu'' şekline bahsetmişti.

Hayat; Türkiye hakkında, tarihi ve güncel pek çok konuda bir gün emekli bir Japon Profesörle sohbet etmekmiş.

Bu arada bu japon Profesör amcamız AB'nin Türkiye'yi almayacağını, oyaladığını düşündüğünü ifade etti. Taa dünyanın öteki ucundaki Japon bile anlamış, darısı anlamayanların başına...