Mesajı Okuyun
Old 22-08-2020, 14:47   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

.............Müvekkil ilk zamanlarda küçük kardeşin 700 TL'lik evin kirasını almasına sesini çıkarmıyor. Zira küçük kardeş yeni evlenmiş ve işi de yok............

Müvekkiliniz ahlaki saiklerle hareket etmiş se ...BK 78 md göre ahlaki bir görevin ifası saikiyle verilen şeyler ( yada bu saikle yapılan kazandırmalar) geri istenemez. Bu yapılırsa dava hakkı kötüye kullanılmış olacaktır. Bu yönde bir savunma gelebilir.
Bu halde de netice yine sayın Okyay ın dediği yere çıkmaktadır.


Bir de yukarıdaki açıklamadan bağımsız olarak ....
Taraflar arasında süre gelen bu uygulamanın artık zımni bir sözleşme haline geldiğini bu nedenle daha az kira geliri elde edilmiş olsa dahi artık geçmişe yönelik olarak talepte bulunulamayacağı yönündeki görüşe katılamıyorum.
Taraflar arasında açıkça bir sözleşme veya açıkça bir rıza beyanı olmadığını varsayıyorum..
Sırf sessiz kalmak zımni rıza olarak değerlendirilemez zira kira geliri için uyarı veya ihtara ( yani sesli olmaya ) gerek yoktur.
Hukuki yarar dava şartıdır.
Ayrıca herkes haklarını kullanırken ….iyi niyet kaidelerine riayet ile mükelleftir.
Tarafların her ikisinin de bir miktar zenginleşme içinde olduğu sabittir.
Fakat taraflardan biri diğerinin aleyhine olacak şekilde sürekli olarak fazladan zenginleşmiştir. Fazladan zenginleştiği bu miktarı da diğeri ile paylaşmamıştır. Bunun için ihtar veya uyarıya da gerek yoksa aşan kısım için kim iyi niyetli kim kötü niyetlidir.
Vakıa ve karinelerden olayda kötü niyeti belirmiş olan kişinin kötü niyetli olduğunun ayrıca ispatına gerek yoktur.
Aşan bu fazlalık kısım için açıkça onay veya açıkça rıza da göstermemişse – yani sessiz kalan taraf ahlaki saiklerle de hareket etmemişse - fazla kısım için neden dava açamasın …
Hukuki yararı mı yoktur.
Ayrıca böyle yaparsa dava hakkını kötüye mi kullanmış olacaktır.
Sırf sessiz kalmak zımni rıza olarak değerlendirilmemelidir zira kira geliri için uyarı veya ihtara ( yani sesli olmaya ) gerek yoktur.
Zımni rıza veya sözleşme, olsa olsa kişinin kendi zenginleşmesi kadarki miktar için geçerli bir rıza sayılmalıdır. Bunu aşan kısım için açıkça onay veya açıkça rıza göstermediği hallerde dava açılabileceğini düşünüyorum.

Yargıtay uygulamalarında çok uzun süreli kullanımlarda zımni rıza veya zımni sözleşme olduğunu kabul etmekte, bu doğrudur, fakat bu, kira geliri için değil, hissedarlar arası kullanımlar için geçerlidir.
Kira gelirleri ile ilgili açıkça onay veya açıkça rıza da göstermediği hallerde uzun süreli kullanımlarda da uygulamanın bu yönde olduğuna dair bir karara denk gelmedim.