Mesajı Okuyun
Old 26-05-2009, 10:16   #12
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:


Yasa metni açık. Benim takıldığım nokta müdürün karara yazdığı kesinleşme tarihinin davacı vekiline tebliğ tarihi olduğunu iddia etmesi. Bizim karar temyiz edilmemiş ve tefhimden itibaren 8 günlük süre geçtikten sonra 10.03.2009 tarihinde kesinleşmişti. Ancak müdür karara bu tarihi değil avukatın gelip kararı aldığı 21.03.2009 tarihini kesinleşme tarihi olarak yazmış ve bunun böyle olması gerektiğini hak düşümü süresinin bundan sonra başlayacağını söylüyor.Bu durumda Nusret arkadaşımızın teredütleri de aşılmış oluyor. Ancak ben müdürün bu uygulamasının doğru olup olmadığını anlamaya çalışıyorum. Sanırım kimse böyle bir durumla karşılaşmamış.

Kararın kesinleşme tarihi ayrıdır, kararın kesinleştiğini öğrenme (tebliğ)tarihi ayrıdır.
Belirttiğiniz gibi, kararın kesinleşme tarihi, temyiz süresinin bittiği gün olan 10.03.2009 günüdür. Kararın tebliğ edildiği 21.03.2009 günü kesinleşme tarihi değildir. Bu açıdan Kalem Müdürünün düşüncesine ben katılmıyorum.

Ancak asıl sorun bence şu: Süre, kararın kesinleştiği tarihte değil, "kesinleşmiş kararın tebliğinden!" itibaren başlıyor. Yasanın lafzindan anlaşılan ve Nusret Beyin söylediği şu ki, 10.03.2009 tarihinde (temyiz edilmeksizin) kesinleşmiş bir kararı, davacı 10.09.2009 tarihinde gidip kalemden alsaydı da, süre 10.09.2009'da yani 6 ay sonra başlardı.
Bu düşünce kabul görmesi kuvvetle muhtemel bir düşüncedir.

Benim çekincelerim ise yukarıdaki mesajlarımda yazılı.

Ancak olaya bir de pratik açıdan bakacak olursak; müvekkiliniz, işçi süresinde başvursaydı işçiyi işe iade alacak mıydı, almayacak mıydı? Bence sizin izleyeceğiniz yolu belirleyecek olan bu olmaldır.


Saygılar,