Mesajı Okuyun
Old 12-04-2007, 14:06   #12
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımız, anlattığınız olayda komisyoncunun ücrete hak kazanması bir ispat meselesi gibi görünüyor. Yargıtay kararını incelemenizi isteriz. Yol gösterici olacaktır en azından. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/884
Karar: 2002/3981
Karar Tarihi: 11.04.2002

ÖZET : Davacının, taşınmazı dava dışı tellalın adını belirterek gösterdiği ve dava dışı tellal adına aracılık yaptığı görülmektedir. Tellallık sözleşmelerinin belli, muayyen ve açık olması gerekir. Tellalların kendi aralarında yaptıkları düzenlemelere dayalı olarak, ayrı ayrı tellallık ücreti almaları adil değildir. Davacının, davalı ve eşi ile mal sahibini doğrudan karşılaştırılıp bedelde mutabakatı sağlayarak satımı gerçekleştirdiği de iddia ve ispat edilemediğinden, davacının tellallık ücreti talep etmesi doğru değildir.

(818 S. K. m. 404, 405)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karış davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı 24.1.1999 günlü tellallık sözleşmesi ile davalıya gösterilen taşınmazın davalı eşine satıldığını, sözleşme gereği ödenmesi gereken komisyon ücretinin ödenmediği ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatını talep etmiştir.

Davalı daireyi A... Emlaktan aldıklarını, davacının sadece daireyi gösterdiğini, sözleşmeyi boş olarak imzaladığını ve tellallık ücretini A... Emlaka ödediğini savunarak davanın reddini, birleşen dava ile sadece gayrimenkulün gösterilmesi için sözleşme imzalandığını, satışa aracılık edilmediğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini dilemiştir.

Mahkemece birleşme kararı öncesi davanın, tellallık sözleşmesindeki akrabalığı kanıtlanmış yakını tarafından satın alınma halinin bulunduğuna ve sözleşmenin geçerli olduğuna dayanılarak kabulüne, itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmiş, davalının temyizi sonucu karar, Dairemizin 27.4.2000 gün 3478-3992 sayılı ilamı ile davacı tellallın doğrudan mal sahibi ile davalıyı buluşturup bedelde mutabakatı sağladığının iddia ve ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu asıl davada direnilmesine, birleşen davanın aynı gerekçe ile reddine karar verilmiş davalı-birleşen davacının temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 10.10.2001 gün 13-641 esas 692 sayılı kararı ile ilk hükümde yer almayan birleşen dava hakkında da karar verilmiş olup, direnme kararının aslında yeni bir hüküm olduğu ve usulüne uygun direnme kararının bulunmadığından sözedilerek dosyanın temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.

1-Davacı, davalı ile yaptığı 24.1.1999 günlü gayrimenkul tellallık ücret sözleşmesine dayanarak talepte bulunmakta ise de, taşınmaz akidi olan davalıya değil davalının eşine satılmıştır. Davalı eşinin taşınmazı doğrudan A... Emlak'tan satın alıp tellallık ücretini ona ödediklerini ileri sürerek belgelerini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı, davalının bu kabulünün aksini iddia ve ispat edememiştir. Aksine dosyada mevcut davacı tarafından ibraz edilmiş bulunan dava dilekçesine ekli belgede, anahtar kısmında "A..'den gösteriyoruz" ibaresi bulunmaktadır. Bu ibareden de davacının, dava dışı tellalın adını belirterek taşınmazı gösterdiği anlaşılmakta ve dava dışı tellal adına aracılık yaptığını ortaya koymaktadır. Tellallık sözleşmelerinin belli muayyen ve açık olması gerekir. Tellalların kendi aralarında yaptıkları bu tür düzenlemelere dayalı olarak ayrı ayrı tellallık ücreti almaları da adil görülmemektedir. Davacının, dava ve eşi ile mal sahibini doğrudan karşılaştırılıp bedelde mutabakatı sağlayarak satımı gerçekleştirdiği de iddia ve ispat edilemediğinden, davacının tellallık ücreti talep etmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Birleştirme kararı verilen dava yönünden de az yukarıda açıklandığı üzere davalı tellallık ücrete hak kazandığını ispat edemediğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün davalı-birleşen davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************