Mesajı Okuyun
Old 03-03-2009, 15:02   #26
selcukargun

 
Varsayılan

dava müddetince en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakların davayı kazanan davacıya ödeneceğine dair hükmün konuluş amacı; kanunda, davaların iki ay içinde sonuçlandırılacağının, Yargıtay incelemesinin ise bir ay içinde tamamlanacağının öngörülmesidir.
İki ay dava + 1 ay temyiz = 3 ay yargılama. bir ay da tebligatlar sürse 4 ay davacıyı kurtarır diye düşünülmüş herhalde. Ancak uygulama elbette farklı. Davacı vekili olduğum ve 2008 yılı ocak ayında karara bağlanan işe iade davası halen Yargıtay'da. YAni bir seneyi aşkın zamandır.
Bu durumda davacının iyi niyetle davanın sonucunu beklemesi, kariyerini buna göre planlaması beklenemez. Elbette ki, bu süreç içerisinde yeni iş arayarak çalışmak zorundadır. Yeni iş bulup çalışan işçi de işe iade davasını kazandığında eski işine dönüp dönmemekte tereddüt etmektedir. İşverenler de bu durumdan faydalanmakta, SSK kayıtlarından davacının halihazırda çalıştığını görünce işe davet etmektedir. İşçi ise makul tereddütlerle eski işine geri dönememektedir.
Bence YArgıtay bu konudaki içtihadını değiştirirken bu durumu dikkate almıştır ve en azından davacı işçi 4 aylık ücret ve diğer haklarını almalı diye (kadı gibi düşünerek) karar vermiştir.

Bence İş Kanunu'nda yazıldığı üzere devletin işe iade davalarının 4 ay içinde kesin hükme bağlanması için gerekeni yapma mecburiyeti vardır. Bugünkü uygulama davacı işçilere zarar vermekte, AİHS'nde yerini bulan adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir. (Makul sürede yargılamanın bitirlmesi hk.) İşe iade davalarının makul yargılama süresi Kanun ile 4 ay olarak belirlenmiştir. Davanın uzaması, davacı işçinin kariyerini planlamasına engel olmakta, dava müddetince 4 ayı aşan sürelere ilişkin zararını doğurmaktadır.

Olayı bu açıdan da tartışmaya açmakta fayda var diye düşündüm.

Kolay gelsin