Mesajı Okuyun
Old 30-05-2008, 11:01   #27
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Yasak Savunucuları,

Düşüncelerinizi tamamen "sağlıklı" buluyorum.Aklen sağlıklı, zira sigara tiryakilerinin kendilerine zarar veren bir objeyi kullanma özgürlüklerini ölesiye savunmaları, subjektif hüsnüniyetin meşhur "olağan" ve "olması gereken sağduyuya ve öngörüye sahip" kişisinin de bakış açısıyla, tabirimi hoş görün, biraz marazi bir durum arzediyor.

Zira sigara aslen lanetlenmesi gereken bir şey ve insanın özgür iradesini duygusal ve fiziki bağımlılıktan mütevellit bir kıskaca alıyor, eksikliği halinde yoksunluk sendromlarıyla bünyeleri yine en olmadık biçimlerde sıkıntılara sokuyor, varlığının ölümcül zararları ise zaten hergün türlü hastalıklara çare bulduğu iddiasıyla ortaya çıkan ve birazdan sözügeçecek olan ülkelerin fonlarıyla desteklenen fenni çevrelerce maruf vakıa haline getirilmiş durumda.Zaten,tütünü 3. dünyadan ithal edip, bir güzel işleyip, türlü reklamcılık oyunlarıyla ve "bakın tüketirseniz siz de kovboy olabilirsiniz" gibisinden bilinçaltını muhatap alan abuk sloganlarla ve süslü paketlerde yine 3. dünyaya fahiş karlarla satan muasır medeniyetlerde dahi sigara "devlet" eliyle neredeyse yasaklanmış durumda ; İçicilere, çağdaş ülkelerin sağduyu sahibi olağan yurttaşlarının yine kendilerine pek yabancı olmayan bir tavırla "2. sınıf insan" muamelesi yapmalarının üzerinden on yıllar geçmiş durumda..

Amma velakin Sayın duyurucu1'in ve Sayın Işıl Yılmaz'ın ve benzer şekilde düşündüğünü hissettiğim bir çok insanın da, devlet kaynaklı ve kraldan çok kralcı bu tavırda aklına yatmayan ve tabiri caizse iç gıcıklayıcı bir şeyler var.Deniliyor ki, "yasaklara alışırsınız". Elbette, insan yasaklara alışır, netice itibariyle kendini varolana ve sosyal çevreye adapte edebilen bir varlık olan insan ve onların oluşturduğu toplum yasaklara pek çabuk alışabiliyor.Özellikle dayatmacı ve totaliter devletlerce yönetildiğini gözlemlediğimiz ülkelerde yasaklama ve yasaklara alışma durumu neredeyse meşruiyetini yine muhataplarından alır bir şekilde garip bir sosyal kabullenme halini almış durumda.Birey bilincinden yoksun olan bu insan, yönetenini seçme imtiyazına sahip olduğu halde hala yönetenin kendisinden kaynaklandığı bilincini idrak edememiş halde, meşruiyetin ve hakimiyetin yine kendisinde olduğunu kitaplarda ve duvarlarda yazan bir efsane olarak algılamakta.Ve işte bu insan yasaklara çok çabuk alışıyor. Devlet kendisi için en iyisini düşünür, bunun bilincinde.O halde memursa zamanında kendisine verilen hakkı unutup grev yapmamaya alışıyor; işçiyse asgari ücretin yaşam standardını belirleyen niceliğine alışıyor; fikir sahibiyse fikir sahibi olmamaya alışıyor, netice itibariyle alışmaya alışıyor..!Bu nedenle, yasaklar devletten geldiği zaman çok kolay alışılabiliyor.Yasağın "ratio legisi", örneğin "halk sağlığı, selameti, esenliği..vb" gibi ne olursa olsun ve devlet vatandaşı için en iyisini düşündüğü için merakınız olmasın tütün yasağına da alışacağız. Halk, sağlığını korumak için damoklesin kılıcını üzerinde hissetmek zorunda.Ama, ben bir sigara tiryakisi olduğum halde aslen iyiniyetli bir girişim olduğu düşündüğüm bu tütün yasağının ciddiyetini de sorgulamak istiyorum.Bahsi geçen çağdaş devletlerde halk ve birey sağlığı güvence altına alınmış halde, yurttaşın sağlığı konusunda söke söke aldığı hakları var. Ama ben otobusümde sigara içmediğim için sağlıklı olduğumu düşünürken, yollarda trafik terörüne kurban gitmeyeceğimin ne kadar garantisi var, sağlık hizmetini hangi kalitede alıyorum, doktor açığı ne zaman kapatılacak?

Parası olmadığı için hastane hastane dolaşan ve belki de acil müdahale eksikliği yüzünden hayatını kaybeden yurttaşın sigara içmediği ve pasif içici de olmadığı için uzun yaşadığı düşüncesine ise alışmak istemiyorum!!!

Sevgi ve saygılar