Mesajı Okuyun
Old 13-11-2006, 12:51   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Pornografi, Erkekegemenlik ve Feministler -Ayşe Sargın

Feminist pornografi eleştirisi, muhafazakar sağın cinselliğin kamusal temsilini yasaklayan pratiklerine karşı bağımsız bir feminist duruşu olanaklı kılarken, pornografiyi, ticari medyanın cinsiyetçi yayın politikasının uzantısı olarak düşünmeyi sağlıyor.

BİA (Ankara) - Üstünde sadece lise formasına benzeyen kısa ekose bir etek olan at kuyruklu genç kadınla "or...u, a...k" nidaları eşliğinde aynı anda birleşen üç erkek; yüzünde acı dolu bir ifadeyle, önünde diz çöktüğü erkeğin boğazına ittiği penise rağmen nefes almaya çalışan Asyalı genç kız; elleri arkasından bağlanmış ve anal yoldan tecavüze uğrayan bir kadın; tutku ve aşkla birleşen heteroseksüel ve homoseksüel çiftler...

Sizce bunların hangisi bugün piyasada yaygın olarak dolaşan pornografinin baş teması? Sonuncusu hariç hepsi. Şaşırtıcı mı? Pornografinin erkekegemenlik ve kapitalizmle bağları göz önünde tutulduğunda hiç de değil.

Pornografinin geleneksel tüketicilerinin çoğunlukla erkekler olduğu bilinse de, ABD'de yapılan bir araştırma Internet'teki pornografi sitelerinin ziyaretçilerinin yüzde 28'inin kadın olduğunu ortaya koyuyor. (i) Gerçekten, bazılarımız için pornografi zengin bir cinsel fantezi kaynağı; bazılarımız için ise, seksi şehvetli hale getiren zahmetsiz bir eğlence. Cinselliğin tabu kabul edildiği, etrafına utanç duvarlarının örüldüğü bir toplumda, böylesine açık cinsel tasvirlere yer veren pornografi, birçoğumuzun gözünde özgürleştirici ve devrimci bir niteliğe sahip gibi durabilir. Oysa pornografi göründüğü kadar masum değil.

Pornografi her şeyden önce bir endüstri ve tıpkı kapitalist sistemin diğer endüstrileri gibi kâr maksimizasyonuna dayanıyor. Son 30 yılda pornografi endüstrisinin 57 milyar dolarlık bir ciroya ulaştığı tahmin ediliyor. (ii) 12 milyar dolar ile bu endüstride aslan payına sahip olan ABD'de, pornografi sektöründen elde edilen gelirin, ülkenin önde gelen medya kuruluşları olan ABC, CBS, ve NBC'nin toplam gelirinden daha fazla olduğu söyleniyor. (iii)

Pornografi ürünleri, yaygın medyadaki diğer ürünlerden farksız olarak, bir yandan üreticilerine kârlarını her ne pahasına olursa olsun artırma zorunluluğunu dayatırken, bir yandan da - reklamlardan eğlence ve haber programlarına kadar tüm yaygın medya ürünleri gibi - erkekegemen toplumda yerleşik olan heteroseksist, kadınları ikincilleştirici, ve kadın düşmanı normların taşıyıcısı görevini görüyor. Bir başka deyişle, pornografi endüstrisi hem varolan erkekegemenlikten besleniyor, hem de ürünlerini satmak için erkekegemenliğin temel unsurlarının yeniden üretimine katkıda bulunuyor. Bu yüzden, karşılıklılığa ve rızaya dayalı cinsellikten ziyade, kadınların acı çekmesi, aşağılanması ve tecavüze uğramasına dayalı cinsel imajların, piyasada yaygın olarak bulunan pornografinin gözdesi olması pek de şaşırtıcı değil.

Pornografi karşıtı feministler bir yandan yaygın pornografideki kadın temsilleriyle erkekegemenliğin ilişkisini gözler önüne seriyor; öte yandan da pornografiyi alışılageldiğinden farklı bir düzlemde tanımlayarak pornografi dışındaki medya ürünlerindeki benzer temsilleri de eleştirel bir analize tabi tutmamızı sağlayacak teorik bir çerçeve sunuyor.

Pornografiyi yeniden tanımlamak

Bugün pornografi, birçok toplumda müstehcenlik üzerinden tanımlanıyor. Eski Yunanca'da "porne" ("fahişe") ile "graphos" ("yazmak/çizmek") sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşan pornografi terimi, İngilizce diline 19. yüzyılda, antik Roma kenti Pompei'nin kazıları sırasında bulunan erotik duvar resimleriyle girmiş. Sözcük günümüzün modern dillerinde "açık saçık yayın ve resim" karşılığı olarak kullanılıyor.

Yazının başında tasvir edilen tüm cinsel birleşme temsilleri, bu tanım çerçevesinde pornografi başlığı altında yer alıyor. Oysa ABD'li radikal feministler Catharine MacKinnon ve Andrea Dworkin'e göre bu imajların sadece ilk üçü pornografi ürünü sayılabilir. Bunun sebebi ise, MacKinnon ve Dworkin'in başını çektiği ve ABD'de 1970'lerden 1990'ların sonlarına kadar devam eden pornografi karşıtı feminist hareketin, farklı bir pornografi tanımından hareket ediyor oluşu.

"Pornografi tecavüzü, dayağı, cinsel tacizi, fuhşu ve çocuklara yönelik cinsel istismarı erotize ederek bunları kutsar, özendirir, varlığına izin verir ve meşrulaştırır." Kuzey Amerika'da pornografi karşıtı hareketin en önemli temsilcilerinden feminist Catharine MacKinnon pornografiyi böyle tanımlıyor. (iv)

Pornografi karşıtı feministlere göre piyasada yaygın olarak bulunan pornografinin, içerdiği kadın temsili ve cinsel arzu kurgusu bakımından birkaç temel özelliği var ve onlara göre pornografinin tanımında belirleyici olan müstehcenlik değil, bu özellikler olmalı. Her şeyden önce piyasada yaygın olarak bulunan pornografide kadınlar, kendi kişilikleri, tercihleri ve beden bütünlükleri olan özneler olarak değil; ruhsuz, kimliksiz, sadece - vajina, meme, kalça gibi - beden parçalarından ibaret olan ve erkeklerin zevklerine amade cinsel nesneler olarak temsil ediliyor.

Kadınların aşağılanması, küçümsenmesi, üzerlerinde bedensel hakimiyet kurulması, onlara acı çektirilmesi ve tacizden tecavüze uzanan bir dizi cinsel şiddet, pornografinin sıradan öğeleri arasında. Kadınlar da bu şiddet ve aşağılamadan içten içe hoşlanan varlıklar olarak resmediliyor. Pornografik Internet sitelerinde "bandajlama", "vajina elektro şok", "vakum işkencesi", "kayışla dayak", "kalça şaklatma", "boğazına kadar sokma", "kol sokma", "ağlatma", "üzerine işeme" gibi başlıklarla kategorileştirilen, acı verme, aşağılama ve kadın bedeni üzerinde hakimiyet kurmaya yönelik cinsel pratikler sıkça yer alıyor. Öte yandan, bunların hiçbirini içermeyen sıradan bir cinsel birleşme dahi, ortalama pornografik ürünlerde, "becerme", "si...me", "geçirme" olarak tanımlanırken, cinsel birleşmenin tarafı kadın "aptal fa...şe", "ka...k", "or...u", "budala sü...k", "a...ık" sözcükleriyle anılıyor. (v)

Pornografi aynı zamanda toplumdaki ırkçılığı erotize ediyor ve yeniden üretiyor. Pornografide yer alan kadınlar Asyalı, Uzakdoğulu, zenci, Latin, beyaz sarışın, Doğu Avrupalı olarak kategorilere ayrılıyor. Örneğin Asyalı ve Uzakdoğulu kadınlar genellikle cinsel şiddet odaklı pornografik materyallerde kullanılıyor; bu ürünlerin tamamı Asyalı kadınların tecavüzden ve aşağılanmadan hoşlandığı miti üzerine kurulu. Pornografik filmlerin satıldığı yerlerde Şangay Sü...kleri", "Harem Cehennemi", "Oryantal A...ık", "Siyahi Fa...şe" ya da "Taciz: Dövülen Siyahi Kadınlar" başlıklı filmlere kolayca ve ucuza erişmek mümkün. (vi)

Pornografi heteroseksüel ilişkiyi de, egemen erkek - itaat eden kadın ikili iktidar dinamiği çerçevesinde kurguluyor. Pornografide heteroseksüel ilişkiyi tanımlayan unsur, bir "yapan" ve "yapılan"ın mevcudiyeti. Kadınların itaati ve ikincilleştirilmesi ise heteroseksüel ilişkinin doğal ve meşru bir parçası gibi gösteriliyor. Bir başka deyişle pornografide karşılıklılık ya da eşitliğe dayanan bir heteroseksüelliğe yer yok.

Pornografi ve feministler

Feministlerin pornografi karşıtlığının temelinde, pornografinin erkekegemen toplumda kadınları sömüren, baskı altına alan ve ikincilleştiren pratiklerle ilişkisi bulunuyor. Pornografideki kadın temsili, kadınlar üzerindeki erkek hakimiyetinin ve kadınların erkekler karşısındaki eşitsiz konumlarının erotize edilmesine dayanıyor. MacKinnon'a göre pornografi, kadınları cinsiyetçi ve ırkçı kalıplarla temsil ederek, onların bir kimlik grubu olarak sahip oldukları hakları ihlal etmekle kalmıyor; ehil, eşit vatandaşlar olarak toplumsal hayata katılımlarını engelleyen erkekegemen pratiklere de katkıda bulunuyor. (vii)

Pornografi karşıtı feminist hareket, pornografiyi müstehcenlik tanımına hapsolmaktan çıkardığı ölçüde, hem karşılıklılık ve eşitliğe dayalı cinsellikler ile fiziksel şiddet, aşağılama ve baskı kurma üzerine kurulu cinsel birleşmeler arasında niteliksel bir ayrım yapmayı mümkün kılıyor; hem de pornografi dışındaki medya ürünlerindeki kadınları ikincilleştirici, onlara yönelik cinsel şiddeti meşrulaştırıcı unsurların eleştirel analizinin yolunu açıyor. Böylece feminist pornografi eleştirisi bir yandan, muhafazakar sağın, toplumsal ahlak temelinde cinselliğin her türlü kamusal temsilini yasaklayan pratiklerine karşı bağımsız bir feminist duruşu olanaklı hale getirirken, bir yandan da pornografiyi, ticari medyanın cinsiyetçi yayın politikalarının bir uzantısı olarak düşünmemizi sağlıyor.

1970'lerde geliştiği Kuzey Amerika'da farklı feminist gruplar arasında büyük tartışmalar yaratan pornografi karşıtı feminist hareketin argümanları, post-feminizmle birlikte etkisini yitirmiş gibi görünüyor. Oysa ticari pornografi her geçen sene büyüyen ve yaygınlaşan bir endüstri olma niteliğini koruyor. ABD'de yapılan bir araştırma, pornografiyle İnternet aracılığıyla tanışma yaşının ortalama 11 olduğunu, pornografi tüketicisi kadınların yüzde 17'sinin ise pornografi bağımlılığı ile mücadele ettiğini ortaya koyuyor. viii

Pornografinin içeriği üzerine feminist bakış açısıyla yapılan çalışmalar, pornografik materyallerin masum birer cinsel fantezi kaynağı olmaktan öte olduğunun açık bir göstergesi. Bu da, feminist pornografi eleştirisi üzerine yeniden düşünmenin anlamlı olabileceğine işaret ediyor. (AS/TK)


i http://www.familysafemedia.com/porno...tatistics.html

ii a.g.e.

iii a.g.e.

iv MacKinnon, C. 1987, "Not a Moral Issue", Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law, Harvard University Press.

v www.gigagalleries.com

vi Mayall, A. ve Russell, D. 1993, "Racism in Pornography", Making Violence Sexy: Feminist Views on Pornography Diana Russell (ed.), New York and London: Teachers College Press.

vii MacKinnon C. 1992, "Pornography, Civil Rights and Speech", Pornography: Women, Violence and Civil Liberties Catherine Itzin (ed.), Oxford: Oxford University Press.

viii http://www.familysafemedia.com/porno...tatistics.html

--------------------------------------------------------
Pazartesi Dergisi
09/09/2006 Ayşe SARGIN ay_sargin@yahoo.com
--------------------------------------------------------
http://www.bianet.org/2006/09/11/85055.htm

Yazanın izni ile alana taşınmıştır.