Mesajı Okuyun
Old 11-01-2007, 14:03   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Şıpka,

Mesele kurucu şerh olup olmaması noktasında sorun çözümlenerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş,ancak,zaten açık, şerhin kurucu olmayacağı açıklayacı şerh olduğu hususunda herhalde bütün doktrin ve yüksek yargıçlar hemfikir,yerel mahkeme hakimi haricinde..

Ben de azınlık görüşüne kısmen katılıyorum ama bu görüşte de hukuki yanılsamalar olduğunu düşünüyorum.


Kocanın eşin rızası olmadan harun ve hadiye taşınmazı devretmesi,yolsuz tesciline neden olur.Yani zaten yolsuz tescil olmuş bir taşınmazın devri değildir mesele.
Yani yetkisiz temsilciden, gayrimümeyyiz bir kişiden taşınmaz devrinde 1023 uygulanamıyorsa burada da bir tür yetkisiz temsil durumu söz konusudur, ve olaya 1023 uygulanmaz, harun ve hadi iyiniyetli olsa da olmasa da geçerli bir taşınmaz devri söz konusu olmaz.Yani yapılan tescil yolsuz tescildir.

yapılan tescil yolsuz tescildir ama azınlık görüşün "üçünçü kişinin iyi niyeti hiçbir zaman korunmaz" ifadesine katılmak mümkün değil.. Çünkü, Aile konutu ile hükümlerin 1023 bir istisnasını oluşturduğunu düşünmüyorum. Yani hadi, iyiniyetli ise 10 yıl sonra olağan zaman aşımı ile bu taşınmazın iktisabı mümkündür.Yine aynı Şekilde Harun ve Hadi'den taşınmazı alan üçüncü kişinin iyiniyeti korunur.