Mesajı Okuyun
Old 28-01-2011, 09:47   #4
Av. Güneş

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/13237
Karar Tarihi: 18.10.1999
ÖZET: Davacı tanık anlatımlarına itibar edilerek ibranamenin hizmet akti kurulurken boş olarak düzenlenmiş olduğu sonradan doldurulduğu anlaşılabilmektedir. Bununla beraber davalı tanıkları ve davacının bir tanığı davacı işçinin evlenmek için ayrıldığını birbirleri ile tutarlı bir biçimde söylemişlerdir. Ağustos ayının onsekizinde ya da yirmibeşinde de davacının evlendiği konusunda tereddüt yoktur. Fesih ise bundan 20-25 gün önce gerçekleşmiş olmaktadır. Dosya içinde bulunan bordro örneklerinden de Temmuz 1997 ücretini davacının aldığı görülmekte daha sonra bir bordroya rastlanmamaktadır. Bu dosya içeriğinden davacının işten ayrıldığı sonra da evlendiği sonucu çıkarılmaktadır. Böyle bir durumda davacı anılan tazminatlara hak kazanamaz. Mahkemece de dava reddedildiğine göre sonucu itibarı ile doğru olan kararın bu gerekçe ile onanması uygun görülmüştür.
(1475 S. K. m. 13, 14, 17)
Dava: Davacı, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatlarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı kadın işçi davalı işveren tarafından işine haksız olarak son verildiğini ileri sürerek ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatları isteğinde bulunmuş, davalı ise davacının işten ayrıldığını savunarak ibraname ibraz etmiştir.
Mahkeme esas itibarı ile ibranameye dayanarak davacının evlenmek için işyerinden ayrıldığını vurgulayarak davanın reddine karar vermiştir.
İbranamenin düzenleniş biçimi, tarih ve davacı isminde yapılan düzeltmeler dikkate alındığında bu belgeye dayanılması mümkün değildir. Gerçekten ayrıldığını gösteren tarihin rakamında düzeltme yapıldığı gibi yazılı olan isimde karalanmış onun yerine davacının adı yazılmıştır. Daktilo ile oluşturulan metnin alt tarafında bulunan davacıya ait imza da metnin oldukça alt tarafında yer almıştır. Böyle olunca davacı tanık anlatımlarına itibar edilerek ibranamenin hizmet akti kurulurken boş olarak düzenlenmiş olduğu sonradan doldurulduğu anlaşılabilmektedir. Bununla beraber davalı tanıkları ve davacının bir tanığı davacı işçinin evlenmek için ayrıldığını birbirleri ile tutarlı bir biçimde söylemişlerdir. Ağustos ayının onsekizinde ya da yirmibeşinde de davacının evlendiği konusunda tereddüt yoktur. Fesih ise bundan 20-25 gün önce gerçekleşmiş olmaktadır. Dosya içinde bulunan bordro örneklerinden de Temmuz 1997 ücretini davacının aldığı görülmekte daha sonra bir bordroya rastlanmamaktadır. Bu dosya içeriğinden davacının işten ayrıldığı sonra da evlendiği sonucu çıkarılmaktadır. Böyle bir durumda davacı anılan tazminatlara hak kazanamaz. Mahkemece de dava reddedildiğine göre sonucu itibarı ile doğru olan kararın bu gerekçe ile onanması uygun görülmüştür.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen gerekçe ile ONANMASINA, 18.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları