Mesajı Okuyun
Old 21-05-2007, 06:22   #6
Emin Cihan UYSAL

 
İnceleme (A)'nın Farz-ı Misal Açtığı "Zilyetliğin İadesi" Davasına (B) Açısından Bakış

Alıntı:
Yazan korayad
Merhaba,

Size tartışmalı bir konuda net bir cevap vereyim:

Broşürün sahibi (A) olduğu için çıkan ikramiye de (A)'ya aittir.B ise hırsızdır.Haksız kazançtan dolayı A ya karşı sorumluluğu vardır. Şöyle ki;

Menkul mallarda mülkiyet devri zilyetliğin devri ile gerçekleşir. Şimdi sorulacak ilk soru şu:

Broşür (A)'nın posta kutusuna bırakılmakla zilyetliğin devri gerçekleşmiş mi?

Zilyetliğin devri,selef açısından fiili egemenliğin iradi olarak geçirilmesini,halef açısından da fiili egemenliğin iradi olarak kazanılmasını ifade eder.Bu noktada posta kutusuna atılan broşür için halef açışından fiili egemenliğin iradi olarak kazanılması söz konu değildir diyebilir miyiz?

İşte tam burada dananın kuyruğu kopuyor: İşlevsel bakış açısından sosyal anlayışa uyan,genel götürü bir kazananın iradesi, zilyetliğin devralınması için yeterlidir. Bu anlamda, posta kutusuna bırakılan broşür için zilyetlik kazanılırken;aynı kutuya konulan saatli bomba için zilyetlik kazanılmaz.(Hatemi,Serozan,Arpacı, Eşya Hukuku, shf.256)

Yani diyoruz ki broşürün maliki (A)'dır. (A)'dan izin almadan broşürü alan (B) haksız zilyet olup broşür üzerinde mülkiyet hakkını kazanamaz.Mülkiyet hakkı ona ait olmadığı için mülkiyet hakkına bağlı olarak boşürün sağladığı getiriyi de hak kazanmış olmayacaktır.

(A), (B)'den zilyetliğin iadesi hükümleri uyarınca sağlanan kazancın iadesini isteyebilir,diye düşünüyorum.
Sayın korayad, yorumunuz mantıklı ve kabule kabil olabilecek nitelikte.Ancak kafamdaki soru işaretleri bu sefer de zilyetliğin devri hükümlerine göre dava açan (A)'ya karşı (B)'nin yapacağı savunmaya yönelmiş durumda.
Sorum şu: (B), aslında (A)'nın posta kutusundan aldığı broşürü, kendi posta kutusundan almış gibi gösteren bir savunma dilekçesi verirse, ve zilyetliğin devrinin reddini hakimden talep ederse, bu durumda (A) ne gibi bir delil sunabilir veya ne gibi bir yola başvurabilir?
Not:Sayın korayada uygulamada (A)'nın davasını kazanması zor görünüyor.kesin delillerle ispatlaması neredeyse imkansız gibi,bu doğrultuda hakimin de sadece takdiri delillerle yapacağı yargılama ne kadar adil ve pozitif gerçeklik ve pozitif hukuka uygun olur,orası da tartışılacaktır..
Ayrıca, yorumunuz için teşekkür ederim üstadım..