Mesajı Okuyun
Old 11-05-2006, 16:50   #2
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Huber

12 HD. 13-03-1980 T. 2140 E , 2402 K. Sy. ilamı ile Taşınmazın aynı ile ilgili bir uyuşmazlıK için konulmuş olmadıkça tedbir kararının satışı engellemiyeceği belirtilmektedir.
Sizin olayınızda ayrıntılı düşünülecek olursa .

Tedbir konulan dava Tapu Tescil davasıdır. Yani gayrimenkulün aynından doğan bir davadır Kural olarak Üçüncü kişilerin daha önceden koydukları hacizlerinden dolayı satış istemelerini engeller.
Yargıtayın bir kısım kararlarında hacizlerin fekki için mülkiyet hakkına dayanılarak genel mahkemelerde dava açılması gerektiği belirtilmişken
T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/11757

K. 2001/12472

T. 6.7.2001

• HACZİN KALDIRILMASI TALEBİ ( Haciz Tarihinde Borçlu Adına Kayıtlı Olan Taşınmazı Sonradan İktisap Eden Malikin )

• HACZİN FEKKİ DAVASI AÇMA MECBURİYETİ ( Haciz Tarihinden Önce Taşınmaza İhtiyati Tedbir Koyduran ve Dava Sonunda İktisap Eden Malik )

• İHTİYATİ TEDBİRLİ TAŞINMAZIN HACZİ ( Hacizden Sonra Davayla Taşınmazı İktisap Eden Malikin Haczin Fekki Davası Açması Mecburiyeti )

• GÖREVLİ MERCİ ( İhtiyati Tedbir Konmuşken Haczedilen Taşınmazın Dava Sonunda Mülkiyetini Kazanan Malikin Haczin Kaldırılması Talebinde )

2004/m.110

ÖZET :Haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Taşınmazın sonradan maliki olan şikayetçinin haczin fekki yönünden genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. Mercice taşınmazın mülkiyetinin aidiyeti hususunda değerlendirme yapılarak yazılı şekilde haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İcra müdürlüğünce şikayete konu taşınmaz üzerine 24.5.1999 tarihinde haciz konulmuş olup, bu tarihte taşınmaz borçlu adına tapuda kayıtlıdır. Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.1997 tarih 1997/140 sayılı ihtiyati tedbir kararı rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikte olup, haciz konulmasına engel teşkil etmez. Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/140 esas 1999/28 karar sayılı 2.2.1999 tarihli kararıyla şikayetçi adına hükmen tescil kararı verilmiş ve bu karar 8.5.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Haciz tarihinde taşınmaz, borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmamaktadır. Taşınmazın sonradan maliki olan şikayetçinin haczin fekki yönünden genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. Mercice taşınmazın mülkiyetinin aidiyeti hususunda değerlendirme yapılarak yazılı şekilde haczin kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir. ( Hukuk Genel Kurulunun 13.6.2001 tarih 2001/12-461 E. -2001/516 K.sayılı karan da bu doğrultudadır. )
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukanda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 6.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Fakat sizin olayınızda dikatimi çeken başka bir husus var. Sorunuzda açıklık olmamasına rağmen İİK 78 ve İİK 110 maddeleri somut olayda birlikte düşününüz.. Şayet dosyada işlem yapılmadığından İİK 78 göre dosya işlemden kaldırılmışsa veya maddedeki bir yıllık süre geçmiş ise haciz lerde evleviyetle İİK 110 maddeye göre düşer.Yani , bu halde siz icra dosyasına beyanda bulunur. ve hacizlerin düştüğünü belirtir ve fekkini istersiniz. İcra müdürü talebinizi red ederse Bu işlemin iptali için İcra Hakimliğinde süresi içerisinde Şikayet yoluna gidersiniz.burada , şikayet yolunda aktif dava ehliyeti olup olmadığı şikayet eden bakımından hukuki menfatinizin olup olmadığı ( icra dosyasının tarafı olmaığınızdan tartışılır ) sorunu çıkabilir. Burada dikkatinizi çekmek istediğim husus Hacizlerin düşmesinde , Tedbir dolayısı ile Satış isteme süresinin korunduğu hususu ile olaya yaklaşmak değil , Bizatihi İİK 78 madde deki bir yıllık (duruma göre iki yıl ) sürelerde işlem yapılmadığı için hacizlerin düşüp düşmediği hususudur.

Şayet şikayet yolu ile sonuç alamaz iseniz. Hacizler daha önce konmuş olduğu için Mülkiyet hakkına dayalı genel mahkemede hacizlerin fekkine yönelik dava açmaktan başka çare kalmıyor.

Başarılar diler saygılarımı sunarım. ERDAL DÜLGAR