Mesajı Okuyun
Old 29-08-2013, 09:16   #2
egemen48

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/9098
Karar: 2010/9256
Karar Tarihi: 25.05.2010


ALACAK DAVASI - DAVALI VE ARKADAŞININ DAVACIYI DOLANDIRMA EYLEMİNE DAYALI TAZMİNAT İSTENDİĞİ - UYUŞMAZLIĞIN SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DEĞİL HAKSIZ FİİLE DAYANAN TAZMİNAT TALEBİ OLDUĞU - HUKUKİ NİTELEMEDE YANILGIYA DÜŞÜLEREK İSTEMİN REDDİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Somut olayda; davalı ve arkadaşının davacıyı dolandırma eylemine dayalı olarak tazminat istendiğine göre uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme değil, haksız fiile dayanan tazminat talebi olduğu gözetilmeden hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek istemin reddi doğru görülmemiştir.

(818 S. K. m. 41, 50, 61) (1086 S. K. m. 74)

Dava: Dava dilekçesinde 5.900.00 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davada; davalının ve dava dışı 3. şahsın birlikte hareket ederek gerçekte altın olmadığı halde altınmış gibi göstererek davacıyı dolandırmak suretiyle kol saati sattıkları davacının saat bedeli olarak 5.900 TL ödediği, oysa gerçek değerinin 10 TL olduğu, böylece uğranılan zararın tazmin edilmesi gerektiği ileri sürülerek 5.900 TL tazminatın tahsili istenilmiştir.

Mahkemece; saat bedelinin davalıya değil, dava dışı 3. kişiye verildiği böylece davalının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Olayları izah taraflara, hukuki nitelemede bulunmak hakime ait bir görevdir (HUMK. md.74).

Somut olayda; davalı ve arkadaşının davacıyı dolandırma eylemine dayalı olarak tazminat istendiğine göre uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme (BK. 61) değil, haksız fiile dayanan (BK. 41) tazminat talebi olduğu gözetilmeden hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek istemin reddi doğru görülmemiştir.

Mahkemece yapılacak iş; davalı hakkında dolandırıcılık eyleminden dolayı iddia sabit görülerek ilgili ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği dikkate alınıp haksız eylemi birlikte gerçekleştiren sıfatıyla (BK. 50) davalının doğan zarardan müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek tazminine karar verilmelidir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)