Mesajı Okuyun
Old 24-09-2007, 15:45   #4
Esin Özlem Keskin

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/6406
Karar: 2005/8211
Karar Tarihi: 30.06.2005
ÖZET: Bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerine, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne suretle giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
(4721 S. K. m. 683, 737)
Taraflar aras
ında görülen davada;
Davacı vasisi, hukuki ehliyeti bulunmayan kızı E. aleyhine Adapazarı 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2001/618 esas 2002/473 karar sayılı davada açılan dava sonunda kabul kararı verildiğini, yargılama sırasında dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın hukuki ehliyeti olmayan kızına tebliğ edildiğini ileri sürüp, yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı, dava konusu ek inşaatın yıkılmış olduğunu, davanın konusuz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine ilişkin karar dairece, <... isteğinin kabulüne karar verilmesi...> gereği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmakla yargılamanın yenilenmesi sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından s
ûresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Ş.D.İ.'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Karar
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava içeriğinden ve toplanan delillerden, 2989 no.lu parselin davacıya, buna komşu 2991 no.lu parselin ise kayden davalılara ait olduğu davalının çapı hudutları içerisinde inşa ettiği yapının davacı taşınmazına eylemli bir müdahalesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. İddianın ileri sürülüş biçimine ve içeriğine göre, davalının kendi çapı kapsamında yapmış olduğu bine ve müştemilatın çekme mesafesine uyulmadan yapıldığı, ışık ve ısı zararına sebep verdiği ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Bilindiği üzere; davalının kendi çapı içerisinde çekim ve mesafesine uymadan bina yapmış olması imara aykırı bir davranış olup bu hal başkaca bir zarar doğurmadığı sürece idareyi ve idari yaptırımı gerektiren bir işlemdir. Şahsın kendi çapında yapılanmak suretiyle çekişmeli taşınmazını tasarrufta bulunması Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı gereğidir.
Davacının isteklerinden biri de komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesine ilişkindir. Ne var ki, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmış değildir.
Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevler de yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde <Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.> Hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı Kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerine, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne suretle giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde taraf delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK' un 428. maddesi gereğince bozulmasına, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 30.06.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
**************************************