Mesajı Okuyun
Old 14-12-2011, 13:01   #7
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Üstadım öncelikle Teşekkür ederim aşağıda verdiğim linkteki makale ve karar sizin iddilarınızı çürütmüyor mu ?

http://www.huder.org/indir.asp?id=28

Saygılar...
"Çürütüyor" derken "destekliyor" mu demek istediniz acaba?

Sonuç kısmına (en son paragraf) bakarsak HGK noter onaylı bir belgeyi Mahkeme dışı ikrar olarak nitelendirip dikkate almayan Yargıtay dairesini hatalı bulmuş ve bu belgenin bağlayıcı olduğuna karar veren Alt Mahkeme kararını onamış:

Alıntı:
Mahkeme dışında yapılan ikrar bir senede veya belgeye bağlanmış ise, artık ikrardan değil senetten söz etmek gerekir. Somut olayda davalının ikrarı noter tarafından belgelendirildiğine göre, artık bir mahkeme dışı ikrar değil, resmi bir senet söz konusudur. Mahkeme dışı ikrar söz konusu olmadığına göre, artık HUMK m. 236, IV ' üncü fıkrası hükmünün etkisi değil, resmi senedin kesin delil etkisi söz konusudur. Bu nedenle, noter tarafından tasdik edilen ikrarın resmi senede dönüştüğü, dolayısıyla kesin delil etkisine sahip olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararı doğrudur. Buna karşılık, noter tarafında belgelendirilen ikrarı hala mahkeme dışı ikrar olarak kabul eden ve HUMK m. 236, IV çerçevesinde değerlendiren Yargıtay 6' ncı Hukuk Dairesinin bozma kararı yerinde değildir.

Kaldı ki, HGK kararının bir an için tersi doğrultuda olduğu düşünülseydi (ve azınlıkta kalan Yargıtay 6. HD'nin görüşü benimsenseydi dahi) dahi sonuç değişmezdi, zira kararın üst kısmını okursanız, azınlıkta kalan görüşün dahi sizin olayınız için bu belgeyi geçerli sayacağını görebilirsiniz.

6 HD Mahkeme dışı ikrar geçerli değildir demiyor, geçerli olması için başka delillerle de desteklenmesi gerekir diyor. Sizin olayınıza dönecek olursak, şifahi olarak 35.000-TL olarak belirlenen kira bedelinin 10 yıl boyunca ses çıkarılmadan alınması kadar kuvvetli "başka delil" bulmak bayağı bir güç olur diye düşünüyorum. Bir evsahibinin zımni kabulü olmadan yazılı sözleşmedeki miktardan 5000-TL eksik ödemeyi 10 yıl boyunca sesini çıkarmadan kabul etmesi ve hiçbir hukuki işlem yapmaması hayatın olağan akışına uygun olabilir mi? Müvekkiliniz 10 yıl boyunca bitkisel hayatta vs. kalmadıysa bu durumu açıklamak pek bir güçtür diye düşünüyorum.