Mesajı Okuyun
Old 17-11-2020, 14:03   #2
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
Kamu zararı nedeniyle kamu görevlisine açılacak rücu davasında tazminatın görüldüğü davanın kamu görevlisine ihbarı gerekli midir? Rücu davasında bu şart aranmaz diye biliyorum. Zarar köy tüzelkişiliği ile kaymakamlık işleminden doğduysa rücu davası kime karşı açılmalıdır? Rücu davasına uygulanacak Zamanaşımı 5018 sayılı yasaya göre 10 yıl mıdır? Şimdiden teşekkürler.

Benim soruma verdiğim cevaplar şöyle;sizler de biraz katkıda bulunursanız çok sevinirim.

1-Kamu görevlisi(kaymakam) ve zararı ödeyen(belediye) arasında müteselsil sorumluluk söz konusu olduğu için(iç ilişki)rücu davası açılabilmesi için asıl dava müteselsil sorumlulardan birine ihbar edilmemiş olsa bile rücu davası açılmasına engel değildir ancak ihbar etmeyen taraf faiz yargılama gideri ve vekalet ücretini rücu edemez ve Alacaklı ile müteselsil sorumlu arasındaki asıl davada, davalı sorumlu diğersorumluların kimliklerini bilse ve şartları oluşsa dahi ihbarda bulunmayabilir ziraihbarda bulunma bir zorunluluk olmayıp, tamamen tarafların tercihindedir.İhbarınyapılmaması, kişinin daha sonra rücu davası açma hakkını elinden almaz fakat rücu davası açıldığında karşı tarafa karşı ileri süreceği rücu imkânını zayıflatır.Şöyle ki,
kendisine ihbarda bulunulmayan müteselsil sorumlu, asıl davada kurulan hükmün hatalıolduğunu veya dayanılan vakıaların yanlış olduğunu ileri sürebilir. Bundan dolayı da ilkdavada verilen karar, dava aşamasına katılmayan müteselsil sorumluyu bağlamayacakve rücu davasında hâkim tekrar inceleme yaparak aksi yönde bir karar verilebilecektir.

2-Köylerin tüzelkişiliğinin ortadan kalkması sebebiyle kamu zararının tahsili için adli yargıda iç işleri bakanlığına karşı açılacaktır.
(Kaymakamlık ilçelerde devleti temsil etse de hukuken tüzel kişiliği yoktur. Dolayısıyla temsil yetkisinin bulunduğundan da bahsetmek mümkün değildir. Açılacak davalarda husumet kaymakamlıklara değil T.C. İçişleri Bakanlığı’na yöneltilir.)

3-5018 sayılı yasa 6098 sayılı yasaya göre özel kanun hükmünde bulunduğundan zamanaşımı süresi kamu zararının meydana geldiği yılı(zararın miktarı ile zararın meydana gelmesinde sorumlu bulunan kişi/kişilerin kesin olarak bilindiği tarih) izleyen mali yılın başından başlamak üzere 10 yıl içinde açılmalıdır veya müteselsil borçlulardan biri zararı giderirse alacaklının haklarına halef olacağından asıl davanın tabi olduğu zamanaşımına tabi olacaktır.