Mesajı Okuyun
Old 21-09-2005, 18:59   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Kadının Sorunu Sadakatsiz Koca Değil


Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi "Türkiye'deki kadınların en büyük sorunu ekonomik bağımsızlığa sahip olmamalarıdır" açıklamasını yaptı; Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Çubukçu'nun zinanın suç olmasına ilişkin görüşündeki ısrarcılığı kınadı.


BİA (Ankara) - Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi, Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun son bir haftadır, yazılı ve görsel medya aracılığıyla verdiği mesajların yanlışlığına dikkat çekti: "Türkiye'deki kadınların en büyük sorunu ekonomik bağımsızlığa sahip olmamalarıdır."

Merkez, Çubukçu'nun "Zinanın suç olması" gerektiği yolundaki ısrarlılığını da kınadı.

Sorun sadakatsiz eş mi?

Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi'nin yaptığı açıklama şöyle:

"Türkiye'deki kadınların en büyük sorunu "sadakatsiz eş" değildir. Kadınlarımız yeterli eğitimi alamamakta, aile içi şiddete maruz kalmakta, töre ve namus cinayetlerinde öldürülmektedirler.

"İşsizlik sorunu nedeni ile parasızlıkla mücadele eden kadınlarımız siyasi karar mekanizmalarında da yer alamamaktadırlar."

Bakan Çubukçu'nun, "sırf ekonomik olarak bağımlı olduğu, kocası terk ettiği için inanılmaz yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayan kadınlar var," diyerek sorunun gerçek boyutunu belirlediğine vurgu yapılan açıklamada, "Ancak siyasi kaygılarla çözümü, zinanın suç sayılması ile mümkün olabileceği biçimindeki yanlış sonuca vardırmıştır" denildi.

Çözüm sosyal devlette

Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi, çözümün zinanın suç sayılmasında değil, sosyal devlette olduğunu söyledi ve iki noktaya dikkat çekti:

* Kadınların eğitim olanakları çoğaltılmalıdır.

* Ekonomik bağımsızlığı sağlamak için, kadınlara sosyal yardımlar yanında iş olanaklarının da sağlanması gerekmektedir.

Açıklamada, "Zinanın suç sayılmasının kadına hiçbir getirisinin olmadığı daha önceki uygulamadan da anlaşılmıştır. Kadınlar ekonomik olarak güçlü olan erkeklerin cezalandırılmasını isteyemediği gibi, çoğu kez kurma senaryolarla bu suçun mağduru durumuna getirilmişlerdir" denilirken, zinanın suç olarak kabulünün devlete yatak odalarına girme yetkisi tanıdığına da vurgu yapıldı.

Çubukçu, sığınma evi gerçeğini bilmiyor

Devletin öç aramaya araç olması anlamına gelen bu durumun evrensel insan hak ve özgürlüklerinin ihlalini de beraberinde getireceğine dikkat çekildi.

Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi, "Bu bağlamda, hukuken evliliğe sadakatsizlik, ahde vefasızlık, sözleşmeye aykırılık olarak kabulü gereken zina, ceza hukukunun değil, boşanma ve tazminat talep etme dahil, tamamen özel hukukun konusu olması gerekir" dediği açıklamasında kadın sığınma evleriyle ilgili açıklamanın yanlış olduğu söylendi.

Hürriyet gazetesinin 21 Ağustos tarihinde yer verdiği röportajında, Bakan Çubukçu, "Belediyelerin sığınma evi açma yükümlülüğü var ve açıyorlar da, şu ana kadar açılışında bulunduğum sığınma evlerinin çoğu boş" diyordu.

Ankara Barosu Kadın Danışma Merkezi'nin bu konudaki açıklamasında şu noktalara dikkat çekildi:

* Türkiye'de Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı sadece 13 adet kadın konukevi bulunmaktadır. Bunların kapasiteleri de çok sınırlıdır.

* Bir kısım belediyeler sığınma evi açma girişiminde bulunsa dahi, bunlar henüz çalışır durumda değildirler.

* Ayrıca sığınma evlerine devlet tarafından yeteri kadar ödenek ayrılmadığından, buralardaki yaşam çok kötü şartlarda sürmektedir.

* Ankara Barosu'na bağlı Kadın Danışma Merkezi'ne başvuran kadınların çoğu, değil Ankara'daki, diğer şehirlerdeki sığınma evleri de dolu olduğundan, geçici ikamet edinme olanağı dahi bulamamaktadırlar.

* Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'dan, yukarıda kısaca belirttiğimiz gerçekleri araştırmasını ve bu konuda kendisinden beklenen sorumluluğun ve çabanın gereklerini yerine getirmesini bekliyoruz.

--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
25/08/2005 Ayşe DURUKAN ayse@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------