Mesajı Okuyun
Old 07-09-2007, 16:27   #1
üye19576

 
Varsayılan Resmi evlilik olmasa da fiili birliktelikler aile oluşturur-AİHM kararları ve ilgili

Resmi evlilik olmasa da fiili birliktelikler aile oluşturur-AİHM kararları ve ilgili mevzuat

AİHM si kararlarına göre, resmi evlilik olmadan da, fiili birlikte yaşamak koşulunun gerçekleşmiş olması kaydı ile ailelerin oluşabileceği ve AİHS sinin 8/1.maddesinden yararlanacağı anlaşılmaktadır.
Elsholz-Almanya Davasında (13.07.2000, başvuru no:25735, parağraf 43)
Bu hüküm kapsamında, aile kavramı evliliğe dayalı ilişkiler ile sınırlı değildir ve tarafların evlilik olmadan bir arada oturduğu “fiili aile” bağlarını da kapsayabilir. Böyle bir ilişkiden doğan çocuk, doğduğu andan itibaren ve doğumdan dolayı o ailenin biriminin kanunen bir parçasıdır. Böyle çocuk ve ebeveynler arasında aile hayatını kuran bir bağ vardır.
K. ve T. Finlandiya davasının kararında da; (12.07.2001, başvuru no: 25702/94 paragraf 149-150)
AİHM sine göre, AİHS nin 8.maddesinin 1.fıkrasında, evlilik bağı olmayan kadın ve erkek ile iki çocuk arasında aile hayatı olduğuna karar verilmiştir.
Her iki AİHM si kararına göre resmi bir evlilik bağı olmadan, fiilen birlikte yaşamak koşulu ile ailelerin oluşabileceği ve bu oluşumların aile hayatı yaşadıklarından AİHS sinin 8.maddesinde belirtilen korumadan faydalanabilecekleri açıkça anlaşılmaktadır.
Ülkemizde Kadıköy 1.Aile Mahkemesi hakimi Ali Sadık TAŞTEPE nin de belirttiği gibi, AİHM si aile kavramını yeniden belirlediği ve tarafların aynı çatı altında yaşaması koşulu ile evlilik birliğinin kabul edildiğine vurgu yapmıştır.
AİHS sinin ve AİHM sinin kararlarının bağlayıcılığı konusunda Anayasanın 90.maddesi ön plana çıkmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

A-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı 8.maddesinde
1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.
B-Anayasamızın 90/5.maddesindeUsulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” Hükmü yer almaktadır.
C-Ceza Muhakemeleri Yasasının “Yargılamanın Yenilenmesi- Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri” başlıklı 311.maddesinin 1.fıkrasının “f” bendin de Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hük­mün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tes­pit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yeni­lenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kara­rının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.” Hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin 2.fıkrasında daBirinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahke­mesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tari­hinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hak­kında uygulanır.” Hükmü yer almaktadır.