Mesajı Okuyun
Old 05-01-2009, 01:21   #18
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan agah
Cevabımda aldatma ile ilgili hususlara değinmedim.Kısaca eşler birbirlerine karşı özel hayatın gizliliğini ileri süremez.Sebebse birbirine bu kadar yakın iki kişinin arasında her şeyin şeffaf olmasıdır.Nasıl ki topluma mal olmuş ünlü insanların özel hayat eşiği daha aşağıda ise eşler arasında da bu gizlilik evlilik ile kalkmıştır.Tabi bu noktada kültür farklılıkları da devreye giriyor ve batı kültürü-hukuku ilişkisi ile doğu kültürü-hukuku ilişkisi arasındaki farklılıklar da gözümüze çarpıyor.Evlilik, evet temel haklardan vazgeçilen bir kurumdur.



Sayın agah,
insanlar insan oldukları sürece gizlileri saklıları vardır. Eşlerin de birbirilerinden gizlileri ve saklıları vardır. Bu gizliler ve saklılar ne kültürle ne doğu ile ne de batı ile ilgilidir. İnsanlığın yapısı ile ilgilidir. Şeffaf insan, hükmedenlerin tüm arzularına rağmen olmadı ve olmıyacaktır da. Demokratik hukuk sistemlerinin özel hayatın gizliliğine önem vermeleri ve bu gizliliğin istisnasız herkese karşı geçerli oluşunun gerekçesi, tarihten alınan dersin bir neticesidir.

Batı kültürünün bir ürünü olan Anayasamızın bu konudaki düzenlemeleri birkaç sefer belirtildi forumda. Birde doğu kültürüne bakalım :

İstanbul Hukuk Fakültesi Hukuk Profesörü Prof. Dr. Servet Armağan’ ‘İslam Ülkeleri’nin Günümüzdeki Anayasaları’nda Kadın ve Erkekler Arasındaki Eşitlik Hakkındaki Düzenlemeler ve İslam Dünyasında İnsan Hakları’ başlığı altındaki makalesinde eşler arasındaki özel hayatın gizliliğine de değinen bir beyannameden bahsediyor.

19.09.1981 tarihli ‘İslamda İnsan Hakları Genel Beyannamesi’ (Bu Beyanname Avrupa İslam Şurası tarafından açıklanmıştır. Şura İslam Bilim ve bazı devlet adamlarından oluşmuştur. İslam devletlerinin resmi bir kuruluşu değildir)

Beyanname Madde 20/f ‘Eşlerden her birisi diğerinin özel hayatının gizliliğini(mahremiyetini) korumalı ve diğer eşin bedeni ve ahlaki bir sırrı varsa bunu açıklamamalıdır.

Beyannamenin bu bu buna benzer diğer kurallarının günümüzdeki islam ülkelerinde ne ölçüde uygulama alanı bulduğuna değinmiyor yazar. Sadece şunu belirtmekle yetiniyor: Bilim ve devlet adamlarından oluşan İslam Şurası, Müslümanlığın asıl kaynaklarından yararlanarak insan haklarını bulup ortaya çıkarmıştır; Bu haklar Müslümanlığın asıl anlamı uyum içindedir. Müslümanlığın temelinde var olan bu kurallar pratiğe geçirilmemiştir

Kaynak:



Saygılarımla