Mesajı Okuyun
Old 03-11-2005, 00:34   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Sayın UMTAR,

Mahkeme kelimesinin : yazı işleri görevlileri de içinde olmak üzere orada görev yapan yargıç/lar/ı da kapsadığı;

Muhakeme kelimesinin : ilgili yanların da katıldığı bir süreç olduğu

konularında tartışma olmuyor.


İlk kelime olan "mahkeme" kelimesini irdelersek :

Mahkeme, genel devlet yapılanmasında bir yargılama makamı olup, bu tüzel kişiliğe ait yetki, yetkili gerçek kişiler eliyle kullanılır. Bu yetki yargılama yetkisi olarak, Anayasamızda "Türk milleti adına..." kullanılacağı açıkça yazılıdır.
İşte bu yetki, yetkili görevlileri eliyle kullanılırken, Sayın N. Kunter "mahkemenin başkanlığı bir makamdır, makam ile kişi bir sayılmamalıdır" düşüncesini ileri sürmektedir.
Nitekim bu düşüncenin sürgiti olarak, kişinin yanlış yapabileceği ve suç (disiplin veya genel suç) sayılacak eylemlerinden cezalandırılabilmesi savunulurken; makam olarak 'Mahkeme'nin cezalandırılması(!) savunulamaz. (Örneğin 12 Eylül yargılamaları sırasında, verdiği kararları beğenilmeyen İstanbul x numaralı synt. ask. mahk. bir emirle kaldırılmış, başka bir deyişle, mahkeme makamı kapatılarak güç sahipleri tarafından ceza(!)landırılmış ve bir süre sonra bir emir verilerek aynı numara ile yeni bir mahkeme kurulmuştur. (Ve bu arada, mahkeme kapandığı gerekçesiyle başka göreve yollanan memurlaştırılan yargıçlar yerine başka yargıçlar görevlendirilerek.)
Buna göre mahkeme makamının saygınlık ve sürgiti, O'nun güvenilirlik ve yönetim birimlerine karşı göreceli bağımsızlığının sağlanmasıyla gerçekleşebilecektir.


Diğer bir konu ise, makamda görev yapanların yanlışları varsa disiplin veya genel nitelikli soruşturulması ve cezalandırılması konusu olarak ortaya atılmaktadır ki, bu hiç olmuyor denilemez. Ancak, savcı ve yargıç soruşturma ve cezalandırma işleyişlerinin ayrı bir başlıkta ele alınmasında yarar var. Buradaki konumuz bakımından fazla tartışmak gerekmediği düşünülmektedir.

Saygılarımla.

Avukat Ömer Kavili
İstanbul Barosu AHM Üyesi