Mesajı Okuyun
Old 05-10-2005, 17:12   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
Y A R G I T A Y
HGK
E. 1987 / 805
K. 1988 / 445
T. 01.06.1988


BİR ŞEYİN YAPILMASINA DAİR İLAMLAR
İLAMLARIN İCRASI
2004 / İİK. - 39.

HER NE KADAR İİK 39.MADDE HÜKMÜ GEREĞİ İLAM 10 YIL İÇİNDE
ZAMANAŞIMINA UĞRARSADA,KARARIN TEBLİĞ EDİLMEMİŞ OLMASI HALINDE BU HUSUS ANCAK TEMYİZ SEBEBİ OLARAK İLERİ SÜRÜLEBİLİR.ANCAK BU HUSUS GAYRİMENKULUN MÜLKİYETİNE İLİŞKİN İHTİLAFLARDA UYGULANMAZ.YANİ GAYRİMENK ULUYUŞMAZLIĞINDA ZAMANAŞIMI İŞLEMEZ.


DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla,
(Kadıköy 2. Asliye hukuk mahkemesi)nden verilen 26.4.1968 gün ve 48-126 sayılı
kararın onanmasını kapsayan ve yargıtay hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan 7.3.1973
gün, 1969/1-491 esas, 1973/157 karar sayılı ilamını, karar düzeltilmesi yoluyla
incelenmesi Mehmet tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, Hukuk
Genel Kurulu’nca; dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün
kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Borçlar Kanununun 135/2. maddesi, borcun bir hüküm ile tesbit
edilmesi halinde on yıllık zamanaşımının uygulanacağını; İcra ve İflas Kanunun
39/1. maddesi de ilama dayanan takibin, son işlem üzerinden on yıl geçmekle
zamanaşımına uğrayacağını öngörmüştür.
Hükmün tefhiminden itibaren on yıl geçtiği halde ilamın taraflara tebliğ
edilmemiş bulunması halinde buradaki zamanaşımının konusunda ise 11.4.1940 gün
ve 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çıkarılmıştır. Bu İçtihadı
Birleştirme Kararına göre; az önce belirtilen mürruzaman, dava müruruzamanı
olup, mahiyeti itibariyle işten el çekmiş bulunduğundan yerel mahkemede değil
Yargıtay’da temyiz sebebi olarak ileri sürülebilecektir. Yargıtay bu temyiz
sebebini yerinde görürse yani hüküm ile tebliğ günü arasında on yıl geçmişse
kararı esasa girmeden sadece bu yönden bozacaktır. Bu esaslar genel nitelikte
olmakla birlikte taşınmaz mallar hakkındaki uyuşmazlıkların özelliğini
gözönünde bulundurmak gerekir. Mülkiyet hakkına ilişkin uyuşmazlıklarda, dava
zamanaşımının söz konusu olmaması kuraldır. Az önce özetle değinilen İçtihadı
Birleştirme Kararında benimsenen esas, orada açıklanan on yıllık sürenin dava
zamanaşımı niteliğinde bulunuşudur. O halde karar düzeltme istemine esas
kararın ilişkin bulunduğu davanın esası mahiyeti itibariyle zamanaşımına tabi
olmadığına göre bunun doğal sonucu 11.4.1940 tarihli İçtihadı Birleştirme
kararının olayda uygulanamayacağıdır. Bu nedenlerle ileri sürülen 11.4.1940
tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına ilişkin temyiz sebebiyle Usulün 409.
maddesine ilişkin temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varıldıktan
sonra diğer karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine geçildi:
Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurul ilamında gösterilen gerektirici
nedenlere göre, HUMK.nun 440. maddesinde yazılı sebeplerden hiç birisine
dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle HUMK.nun 440. maddesinde yazılı
sebeplerden hiç birisine dayanmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin
REDDİNE, 2790 sayılı Yasanın 2/3. maddesine göre takdiren 5.000 lira para
cezasının ve 2.000 lira bakiye harcın düzeltme isteyenden alınmasına, 1.6.1988
gününde oybirliğiyle karar verildi. ******