Mesajı Okuyun
Old 26-09-2006, 21:53   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sn. Doğanel, kararlar için tekrar teşekkür ederim.

Kararlarda istikrarla geöen cümlelerden alıntılar yaptım aşağıda:

-Bağ-Kur'un Anayasadan kaynaklanan Sosyal Güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan inceleme araştırma görevi

-12.10.1995 tarihinde verilen İB formunda kayıtlarla ilgili bilgiler açıkça yer almasına karşılık kurumca yine hiçbir işlem yapılmadığı

-Kayıt ve tescilin kurumun kusurundan meydana geldiği

-İhtilaflı dönemde her ne kadar 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi koşulları oluşmamış ise de, primleri uzun süre kullandıktan ve davacıya Sosyal Güvenlik yönünden ümit verdikten sonra ... (MK.m.2 ye aykırılık)

-1982-1993 tarihleri arasındaki primler ödendiğinden söz konusu sürenin sigortalı süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ortadadır

-28.12.1984,29.05.1985,24.09.1985, 30.12.1985, 15.04.1986 tarihlerinde prim ödemesinde bulunmuştur. Bu prim ödemeleri dolayısıyla vergi kaydı bulunmayan ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönem bakımından davacının 1479 sayılı Kanunun 79. maddesine göre, isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiği düşünülmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi

-..bu dönemde aldığı primleri uzun süre kullanıp daha sonra sigortalılıktan saymaması (veya bizim olaydaki mahsup konusuna kıyaslarsak, 10 yıl önce aldığı primleri uzun süre kullanıp, prim bedelinin çok daha farklı ve yüksek olduğu aktif sigortalılık dönemine mahsup etmesi )

Özetlemek gerekirse,:

Sosyal güvenlik ilkeleri, MK.m.2, kurumun Anayasadan kaynaklanan inceleme ve özen borcu gibi ilkeler gözetilerek ve yukarıdaki içtihatlarda istikrarla geçen ve sigortalı lehine oluşan mevcut kabullerden hareketle, hele bizim olayımızda, ara dönemlerde ilk prim borcu ödeme emrinin müvekkilimin adresine gönderilmesi nedeniyle müvekkilimce hataen kuruma ödenen ama sonra devam edegelen ödeme ilişkisinin, adı olup kendisi ortada olmayan bağkurlu şahıs adına yapılan icra ödemesinden sonraki bir tarihte, o şahsın sicil numarası müvekkilimin baba adı yazılmak suretiyle müvekkilime tahsis edildiği, hatta son çıkarılan aftan yararlandırılıp, bakiye (son yakın dönem) prim borçları kurumca taksitlendirildiği (bu yazışmalar arasında üstelik) gözetildiğinde, yapılan mahsup işleminin de muaccel bir borç olmamasından dolayı, ayrıca 1982-1990 yılları aralığı birikmiş prim borcu tutarı olan 190.000 TL nin, aktif sigortalılık dönemine mahsup edilmesinin (1994 sonrası) kesinlikle iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gözetildiğinde kabul edilmeyeceği.. davanın sonucunda müvekkilimin borçlardan azade olup, eski veya yeni verilecek bir sicil numarası ile emekliliğe hak kazanacağı, hatta kurumdan, artan prim alacağı olacağı vb. gibi inanılmaz iyimser neticelere vardım


Saygılarımla.