Mesajı Okuyun
Old 30-10-2006, 14:29   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın nephilis,

Haklı görünüyorsunuz. Ben aşağıdaki kararı okuyunca genel olarak aktif husumet ehliyeti yok şeklinde anlamışım. Oysa karar farklı bir durumdan söz etmektedir. Teşekkür ederim.

Saygılarımla


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 1991/14073
K. 1992/9774
T. 11.5.1992
• NİŞANIN BOZULMASI NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT ( Tazminatın Nelere İlişkin Olduğunun Miktar ve Tutarlarıyla Birlikte Belli Edilmesi )
• MADDİ TAZMİNAT ( Nişanın Bozulması Nedeniyle )
• NİŞAN HEDİYELERİNİN VERİLMEMESİNDEN DOĞAN TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Babasının Aktif Husumete Sahip Olmaması )
743/m.84, 86
ÖZET :Medeni Kanunun 84 ve 86. maddelerinin uygulanması açısından bu tazminatın nelere ilişkin bulunduğunun miktar ve tutarlarıyla birlikte belli edilmesi, aksi halde ise bunun mahkemece davacı tarafa açıklattırılması gerekir. Açıklanan kural ve ilkeler doğrultusunda gerekli işlem ve incelemelerin yapılarak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Dava dilekçesinde, nişan bozma nedeniyle 5.800.000 lira maddi tazminatın davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:

KARAR : Dava dilekçesinde, nişanın bozulmasından dolayı toplam 5.800.000 lira maddi tazminatın hükmen tahsili istenmişse de; bunu oluşturan giderlerin türleri, miktarları ve de tutarları ayrı ayrı gösterilmemiştir.

Oysaki; öncelikle Türk Medeni Kanununun 84 ve 86. maddelerinin uygulanması açısından bu tazminatın nelere ilişkin bulunduğunun miktar ve tutarlarıyla birlikte belli edilmesi, aksi halde ise bunun mahkemece davacı tarafa açıklattırılması gerekir.

Ondan sonra; bunların nişan hediyelerinden ibaret olduğunun belirlenmesi halinde davacılardan nişanlı Ömer’in babası olan Mahmut’un aktif husumet ehliyeti bulunmayacağının, nişan giderlerine taalluk ettiği takdirde ise 84. madde kapsamına girip girmeyeceğinin saptanıp sonuca bağlanması icabeder.

Ayrıca, nişanın bozulduğu tarihin usulünce saptanarak hediyeler bakımından, 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Kanunla değiştirilen 86. maddenin yeni şekliyle davada uygulama olanağı bulunup bulunmadığının da ( davalının bu konuya ilişen savunması mevcut olmakla ) tartışılarak sonuçlandırılması gerekir.

Öte yandan; davacı tarafın dava dilekçesindeki belirsiz ve duruşmadaki karmaşık iddiaları, davalının savunma ve de kısmi kabulü ile toplanan delillerin ( icabında gerekli ek açıklamalar da yaptırılarak sözkonusu iddia ve savunmalar hasrettirildikten sonra ) birlikte değerlendirilmesi suretiyle davanın konusunu oluşturan hediye, gider, vesairenin ne ölçüde ispatlanabildiğinin de ( türleri, miktarları ve tutarları ayrı ayrı gösterilmek üzere ) belirlenmesi zorunludur.

O halde; açıklanan kural ve ilkeler doğrultusunda gerekli işlem ve incelemelerin yapılarak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi lazım gelirken, bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.