Mesajı Okuyun
Old 02-09-2002, 20:30   #6
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Tüm Katılımcılara;

Sayın Metin in bir beyin fırtınası ile başlattığı "Avukatların uzlaşma" katsayılarına ilişkin tartışmayı izlemekle birlikte eğer kabul buyurulursa bir tarafından katılmak isterim.

Var olan hukuk açısından ele alındığında öncelikle Avukatlık Meslek Kuralları her türlü çatışmayı önlemiştir.

Meslek Kuralları 5. Madde

Alıntı:
5. Avukat yazarken da konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır


Alıntı:
6. Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır

Alıntı:
Tarihin her aşamasında Avukat müvekkilinin hak ve hukukunu korurken taraf olmamaya özen göstermiştir. Parti ve örgüt davalarında dava konusu olayın benimsenmesi, davanın tarafı olmayı gerektirmez. Avukatın tarihi savunma görevi, o Siyasi düşüncenin tarafı, destekçisi olmak ilkesinden önce gelmelidir. Davaya konsantre olmak, o davadaki düşmanlıklara taraf olmayı gerektirmemelidir.


Alıntı:
T.B.B Disiplin Kurulu Kararı 19.12.1997 Tarih, 1997/122 Esas, 1997/137 Karar"Şikayetli Avukatın polis karakolunda Şikayetçi ile sert bir şekilde tartıştığı, Karakola intikal eden olayla ilgisi bulunmayan sözler sarfettiği ve Karakol Amirinin müdahalesine neden olduğu anlaşılmıştır.

(Alıntı ve örneklemeler Tarihte Savunma ve Meslek Kuralları isimli kitaptan alınmıştır)

Yukarıda sunmaya çalıştığımız biçimde var olan Avukatlık Hukuku avukatın her türlü çatışmanın dışında olmasını vurgulamaktadır. Var olan Avukatlık Hukuku ve evrensel kurallar avukatın bir uyuşmazlıkta taraf olmasını reddeder. Başka bir ifade ile avukat uyuşmazlık konusu olayda müvekkili ile özdeşleşemez. Taraf olamaz.

Ancak pratikte özellikle uyuşmazlığa taraf olan asiller, avukatlarının uyuşmazlıkta bir asil gibi davranmasını, kavgalarında taraf olmalarını istemektedirler. Hatta bir ilçeye duruşmaya giden taraf vekillerinin bile aynı araç ile ilçelerine gelmesini istemezler.

Kişiler açısından "Avukatın uyuşmazlıkta taraf olmasını istemek" bir temayül olmakla birlikte, tarihsel süreçte Hakim Siyasal İktidar avukatları ısrarla uyuşmazlığın içine çekmeye gayret göstermiştir.

Ünlü Dreyfus davasında Dreyfus’u Avukat Demenge ve Avukat Labori birlikte savunmuşlardır. Duruşmalar devam ederken Avukat Labori öldürülmek istenmiş, çantasındaki evraklar çalınmıştır.

Baader Maiinhof davasında sanık vekili Avukat Croissant Mahkemede vekil sıfatıyla yer alması Alman Hükümetini öfkelendirmiş, Alman Hükümeti avukatı örgüt elemanı olarak göstermeye çalışmıştır.

Benzer örneği Cezayir Kurtuluş Savaşçıları (FLN) davasında yaşanmıştır. Uzun bir yargılama süreci neticesi avukatlar sömürge hükümeti tarafından FLN gerillaları ile özdeşleştirilmiş ve savunma avukatları yargılama devam ederken Sömürge Hükümeti tarafından tutuklanmışlardır.

Tarihsel süreçte ve günümüzde avukatların uyuşmazlık içine çekilmeleri, taraf ile özdeşleştirilmeleri özellikle müvekkillerinden veya karşı yandan gelmektedir.

Temel hukuk eğitimini alan, hukukun ve özellikle Avukatlık Mesleğinin evrensel ve ülkemizdeki kurallarını bilen her avukat istisnalar dışında müvekkilinin verdiği yetki dahilinde uzlaşmacıdır. Yine belli istisnalar dışında hiç bir avukat kavgacı değildir, ve hatta olamaz.

Tarih bu gerçeği böyle yazmış ve yazmaya devam edecektir.

Selam ve saygılarımla.
Av. Adil Giray Çelik
Denizli Barosu