Bir şey yapmalı;
mesleğe yeni başlayan avukatlar başta olmak üzere avukatların önemli çoğunluğunun ekonomik olarak sıkıntıda oldukları gerçek.Bu gerçekliğe meslek örgütü olan baroların duyarsız kaldığıda bir gerçek.hatta en azından istanbul için söyleyebilirim baro yönetimlerine aday olan gruplar açısından da mesleki sorunlar fazlaca sorun değildir.Mevcut avukat ve hukuk dernekleri açısından da birincil sorun mesleki sorunlar ile meslektaşların sorunları değildir.Bu dernek ve gruplarda avukatlar ekonomik ve sosyal statülerinden daha ziyade siyasal ??? anlamdaki görüşler çerçevesinde ve üzerinde örgütlenmiş çalışma yapmaktadırlar.kısacası bu kurumlarda sınıfsız,kaynaşmış bir avukat topluluğu işçi ve patronu ile bütünlük halinde çalışıp yaşayabilmektedir.Ne yazık ki avukatlar sınıfsal köken olarak küçük burjuva olduğundan ücretli avukatlar bile patronlarının en devrimci,en vatansever en zengin,en iyi ,en müslüman,en milliyetçi en en olduğunu övünerek dile getirmektedirler.Güce tapma sendromunun yanısıra sınıf olarak ait olduğu yeri bilmemek avukatları bir gün zengin,meşhur olma hayali ile sonuçta avukatlar açısından hakkını bilmemeyi hakkını aramamayı getirmektedir.
Bir çok avukat sigortasız olarak çalıştırılmaktadır.Vergi ve ssk mevzuatına iş kanununa aykırı olarak istihdam edilmektedirler.Yaşlanınca büronun devredileceğine ilişkin vaatlerle kandırılmaktadırlar.Kıdem tazminatı fazla mesai,harcırah gibi kavramlar avukatlar açısından sözkonusu değildir.Serbest çalışanlarda bir şekilde sömürülmektedir.Bu sömürü müvekkillerden iş getiren aracılardan ,devletten vs. çevrelerden değişik şekillerde gelebilmektedir.
CMK ,adli yardım gibi müesseseler ise şu an avukatlar için kim ne derse desin ciddi bir gelir kaynağı olmakla birlikte tam bir kargaşa ve keşmekeşlik içerisinde devam etmektedir.Bu hizmeti bizzat veren avukatlar hiç bir şekilde sistemin işleyişinde söz sahibi değildir.Ve ne yazık ki en bilinçsiz işçiler ekmek kavgalarını değişik şekillerde örgütlenip vermeye çalışırken biz avukatların bir kısnı son türk devletini bir kısmı bağımsız demokratik türkiyeyi bir kısmıda türbanı kurtarmaya çalışırken avukatların iş ekmek ve aş sorununu giyim kuşam ve barınma sorununu günlük yaşam sorunlarını unutmuşlardır.Yukarıda belirttiğim sorunlarda insanların siyasal düşüncelerine göre tabiki önemlidir.Ama temel sorun bence avukatların iş ekmek ve aş sorunudur.
İş ekmek ve aş sorunu olan avukatlar ise ancak kendileri ile aynı konumda olan avukatlar ile bu mücadelede yer alarak kendileri için olumlu ve verimli sonuca ulaşabilirler.
o nedenle iş ekmek ve aş sorunu olan avukatlar mutlaka ve mutlaka bu temel üzerinde kurulacak örgütlenip çalışacak bir yapı ile bir şeyler yapabilirler.Bu ister sendika ister dernek olsun farketmez.Önemli olan bir an önce hayata geçirilmesidir.Ve bu örgütlenmede her siyasal görüşten avukatlar yer alabilmelidir.Siyasal grupların egemenlik alanı haline getirilmemelidir.
Sonuç olarak bu tür bir örgütlenmede yer almak isteyen arkadaşlar ile bir araya gelerek çalışmalar yapmak bir süredir bir grup avukat tarafından düşünülmektedir.Böyle bir çalışmada yer almak isteyen arkadaşlar ile bir araya gelmek için irtbat telefonumu ve mail adresimi arz ediyorum.saygılarımla 0532 252 59 80 muhittinkoyluoglu@istanbulbarosu.org.tr