Mesajı Okuyun
Old 16-08-2008, 13:41   #12
avenginakbaba

 
Varsayılan

iptal davası yönünden ıslahın mümkün olmadığını gösteren bir karar:
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- Orman Bakanlığı

Davalı Yanında Davaya Katılan : 2- ... Üniversitesi Rektörlüğü

Vekilleri : Av. ... - Av. ...

Karşı Taraf : Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği

İstemin Özeti : ... İli ... İlçesi ... Köyü, ... mevkiinde bulunan 932.525 m²''lik ormanlık sahada, Milli Eğitim Bakanlığına ... Üniversitesi eğitim tesisleri yapılması amacıyla bedelsiz olarak 49 yıl süreli izin verilmesine ait işlemlerin iptali istemiyle açılan davada; vakıflarca kurulacak üniversitelerin gereksinimi olan bina ve tesislerin ormanlarda yapılmasını zorunlu kılan bir neden bulunmadığı sürece hiçbir biçimde devlet ormanlarının bu amaç doğrultusunda kullanmak üzere tahsis edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 27.4.1999 tarih ve 542 s. kararının: davacı derneğin dava açma ehliyetinin olmadığı, davada süre aşımı olduğu, dava konusu istemin ön iznin iptal edilmesine ait olduğu durumda mahkemece bu istemin genişletildiği esasta ise tahsisin Orman Yasasının 17. maddesi uyarınca yapıldığı öne sürülerek 2577 s. Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ayşe Sevinç''in Düşüncesi: Davacı derneğin dava ehliyetinin bulunmadığı, bu sebeple temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Alaattin Öğüş''ün Düşüncesi : Uyuşmazlık, Orman Bakanlığının ... İli, ... İlçesi ... mevkiindeki 932.525 m² lik ormanlık sahanın ... Üniversitesi tesisleri yapılmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesine ait ön izin ve kesin izin işlemlerinin iptali yolundaki idare mahkemesi kararının davalı bakanlık ile davalı yanında katılan ... Üniversitesi Rektörlüğünün temyizi isteminden doğmuştur.

Davacı, merkezi ...''da bulunan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneğidir.

2577 s. Kanunun 2. maddesinde yer alan iptal davalarının tanımına ait kuralın 10.4.1996 günlü, 22607 s. Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü, 47 s. kararı ile iptali üzerine yeniden düzenleme yapılmamış ve boşluk meydana gelmişse de: öteden beri uygulanagelen ve genel kabul gören ilkeye göre iptal davalarım açanların iptali istenilen idari işlemle genel olarak menfaat ilişkilerinin bulunması gereklidir. Belirtilen bu ilke çerçevesinde iptal davası açabilme ehliyeti saptanırken, bu hakkın herhangi bir faaliyet alanında Dernekler Kanunu uyarınca basit bir prosedürle kurulabilen her derneğe kadar teşmil edilmesinde hukuka uyarlık yoktur. Zira bu halde her idari işlemin sürekli olarak iptal tehdidi altında bırakılacağı göz önüne alındığında idari istikrarın zedelenmesi kaçınılmazdır. Kaldı ki, davacı Derneğin Tüzüğünün 4. maddesinde yer alan dernek çalışmaları arasında derneğin amaçlarının gerçekleştirilebilmesini teminen dava açma yolu da öngörülmemiştir. Bu itibarla davanın öncelikle ehliyet noktasından reddi gerekirdi.

Öte yandan, yine 2577 s. Kanunun 3. maddesinin 2/b bendinde davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin dava dilekçelerinde gösterileceği belirtilmiş, aynı kanunun 24. maddesinde de davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, istemin sonucu ile birlikte kararın dayandığı hukuki sebepler, gerekçesi ve hükmün kararlarda bulunacak hususlardan olduğu kuralı yer almıştır.

Metni açıklanan bu kanun kuralı karşısında, dava açan dilekçede iptali istenilen idari işlemden daha farklı hukuki sonucu olan apayrı ve başka bir işlem hakkında hüküm kurulamayacağı ortadadır. Bunun yanı sıra iptal davalarının özelliği gereği davanın devamı sırasında ıslahı, tashihi v.s. yoluyla istemin genişletilmesine de olanak yoktur.

Olayda ise dava açan dilekçenin sonuç ve istek bölümünde T.C. Orman Bakanlığının 9.3.1995 günlü, 1704-713/116 s. işleminin iptali istendiği, anılan işlemin Orman Bakanlığının anlaşmazlık konusu ormanlık sahayı Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi için ön izin verilmesini öngören bir işlem olduğu, buna karşın mahkemece re''sen talebin genişletilerek davanın 6.3.1997 tarihli kesin izin işlemini de kapsayacak biçimde iptal hükümü kurulduğu anlaşılmakla, bu husus da usule açıkça aykırılık oluşturmuştur.

Yukarıdaki gerekçelerle dava ön izin işlemine hasren incelendiğinde; Anılan işlemin ormanlık sahanın ... Üniversitesi kurulmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilebileceğini belirten bir işlem olup, bu niteliğiyle kesin izin işlemi olmaksızın hukuki sonuç doğurması mümkün bulunmadığından iptal davasına konu edilemez. Esasen 6.3.1997 tarihinde kesin izin işleminde tesis edilmiş olup, davacı dernek bu işleme karşı dava açmamıştır.

Açıklanan sebeplerle temyize konu mahkeme kararının bozulması gerekir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince davalı idare ile yanında davaya katılan tarafın duruşma istemleri yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık ... İli ... İlçesi ... Köyü, ... mevkiinde bulunan 932.525 m²''lık ormanlık sahada Milli Eğitim Bakanlığına, ... Üniversitesi eğitim tesisleri yapılması amacıyla bedelsiz olarak 49 yıl süreli izin verilmesine ait işlemden doğmuştur.

2577 s. İdari Yargılama Usulü Kanunu''nun 2/1-a maddesinde, iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu "menfaat ihlali" olarak yer almışken: bu koşul 4001 s. Yasayla: çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere "kişisel hak ihlali" olarak değiştirilmiş: ancak 2577 s. Kanunun 4001 s. Yasayla değişik 2/1-a maddesi 21.9.1995 gün ve E:1995/27, K:1995/47 s. Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Dolayısıyla, yeni bir kanuni düzenleme yapılıncaya kadar, belirtilen konuda kanuni boşluk bulunmaktadır.

İdari dava türlerinden iptal davalarının tanımı ve tanımı kapsamındaki sübjektif ehliyet koşulu konusunda mevzuat boşluğu var olmakla birlikte; iptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.

Dosyanın incelenmesinden, iptali istenilen işlemin, davacı Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneğinin yukarda belirtilen anlamda meşru, kişisel ve güncel bir menfaatini etkilemediği anlaşılmaktadır.

Davacı derneğin amaçları arasında ormanların yok edilmesinin önlenmesi amacının bulunması davacının hukuki statüsü karşısında dava açma ehliyeti kazandırmamaktadır.

Kaldı ki, Dernek Tüzüğünün 4. maddesinde yer alan dernek çalışmaları arasında derneğin amaçlarının gerçekleştirilebilmesini teminen dava açma yolu da öngörülmemiştir.

Bu sebeple davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerekirken davanın esasını inceleyen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan sebeplerle İstanbul 3. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın anılan idare mahkemesine gönderilmesine 7.12.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : DKD. Sayı 103 s: 792

[Copyright © CD MEDYA YAZILIM - Corpus™ Mevzuat ve İçtihat Programı]