Taraflar arasındaki sözleşmenin noterden yapılıp yapılmaması davanın tüketici mahkemesinde görülmesini engellemez. Sadece sizin hukuki dayanaklarınızın değişmesine neden olur. Noter sözleşmesi satış vaadi olacağı için satış vaadi sözleşmesine dayanacaksınız. Adi yazılı şekilde yapılan sözleşmede ise sözleşme geçersiz olduğundan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanacaksınız. Senetler için ise menfi tespit davası açılacak. Davaların aynı sebepten doğması veya biriş hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek olması halinde davaların birleştirileceği kuralından hareketle Gerek iade talebi ve gerekse menfi tespit talebi sebeğsiz zenginleşme hükümlerine dayandığına göre usul ekonomisi açısından her iki talebin aynı davada ileri sürülebileceğini düşünüyorum. Umarım senetler üçüncü kişilere ciro edilmemiştir. Zira bu durumda kambiyo senedine bağlı borcun mücerretlik ilkesi öne çıkacak ve üçüncü kişilere karşı sebepsiz iktisap savunması yapamayacaksınız...