Mesajı Okuyun
Old 19-10-2009, 16:05   #29
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
9. DAİRE
E. 2008/278
K. 2008/4607
T. 15.10.2008
• İCRA TAHSİL HARCINA İLİŞKİN UYUŞMAZLIKLAR ( Vergi Mahkemesince Çözümleneceği )
• VERGİ MAHKEMESİ ( İcra Tahsil Harcına İlişkin Uyuşmazlıkların Vergi Mahkemesince Çözümleneceği )
2004/m.4
492/m.123
2576/m.6
ÖZET : İcra tahsil harcına ilişkin uyuşmazlıkların, vergi mahkemesince çözümleneceği hakkında.

İstemin Özeti : Davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle teminata alınan taşınmazın icra yoluyla satılması üzerine icra dairesi aracılığıyla ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle açılan davayı; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik 4. maddesinin 1. fıkrasında, icra ve iflas dairelerinin muamelelerine karşı yapılan şikayetlerle itirazların incelenmesinin icra mahkemesi hakimi yahut Kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hakim tarafından yapılacağı, aynı Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasında da, Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında Kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabileceğinin hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden; davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin vadesinde ödenmemesi nedeniyle kredinin teminatını oluşturan taşınmazın başlatılan icra takibi sonucu satılması sırasında tahsil edilen bedel üzerinden İcra Müdürlüğü aracılığıyla ödenen tahsil harcının kaldırılması ve iadesi istemiyle davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, davacı bankadan tahsil harcının alınmasına ilişkin işlem, İcra Müdürlüğü tarafından tesis edildiğinden, sözkonusu harcın hukuka uygun olmadığı iddiasıyla iadesinin, yukarıda açıklanan Kanun hükümleri gereğince İcra Mahkemesine yapılacak şikayet başvurusuyla talep edilebileceği, İcra Mahkemesinden olumsuz karar çıkması durumunda ise, bu karara karşı İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri gereğince istinaf ve temyiz yollarına başvurulabileceğinin açık olduğu, bu sebeple adli yargı düzeni içerisinde çözümlenmesi gereken ve adli yargılamanın bir parçasını oluşturan uyuşmazlığın çözümünün Vergi Mahkemesinin görevine girmediği, aksi takdirde, yargılamanın bir unsuru olan başvurma harcı ve karar harcı gibi yargılama sırasında alınan harçlara ilişkin olarak adli mahkemelerce verilen kararların da usule ve yasaya uygun olup olmadığının denetiminin, ilgili itiraz/temyiz mercii yerine, vergi mahkemesince yapılacağı gibi bir durumun ortaya çıkacağı gerekçesiyle görev yönünden reddeden Adana 1. Vergi Mahkemesi'nin 31.10.2007 tarih ve E: 2007/778, K:2007/1258 sayılı kararının; ihtilafı çözmekle vergi mahkemesinin görevli olduğu ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123. maddesinin son fıkrası uyarınca tahsil harcının iadesinin icap ettiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay savcısı Buket Oral'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Tetkik Hakimi Güneş Kurtoğlu Karacık'ın Düşüncesi : Olayda, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle teminata alınan taşınmazın icra yoluyla satılması üzerine icra dairesi aracılığıyla ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle dava açılmış olup, dava konusu tahsil harcı idarenin tek yanlı olarak ve kamu gücü kullanarak kamu-icra hizmetinden yararlanma karşılığı, bu hizmetten yararlanan davacı banka tarafından ödendiğinden ve icra dairesinde sözkonusu harç, 492 sayılı Harçlar Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen hükümler uyarınca, hazine adına ilgili vergi daireleri, muhasebe müdürlükleri, mal müdürlükleri hesabına yatırılmak üzere sorumlu sıfatıyla tahsil edildiğinden, ödenen tahsil harcının iadesi istemli olarak açılan davanın da 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca idari yargı sistemi içerisinde vergi mahkemesince görülüp çözümlenmesi icap ettiğinden, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Olayda, icra dairesi aracılığıyla ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle açılan davayı görev yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlıklı 6. maddesinde, Vergi Mahkemelerinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalarla, bu konularla ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1/a bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davaların iptal davaları oldukları belirtilmiş bulunmaktadır.

İdari işlem ise, idari makamların ve merciilerin kamu gücü ve kudreti ile hareket ederek, idari usulleri uygulayarak idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları ve çeşitli hak ve yükümlülükleri doğuran, doğrudan uygulanabilen, kesin ve yürütülmesi zorunlu, tek yanlı irade açıklamalarıdır.

Harçlar da, kamu hizmetlerinden yararlananların bu hizmetler dolayısıyla hizmetin maliyetine bir ölçüde katılmak üzere ödedikleri meblağlardır. Yani, idarece yapılan belirlenmiş bir hizmet sonucu, kamu hizmetinden yararlanma karşılığı olarak, bu hizmetten yararlananlar tarafından ödenmesi gereken kamu geliri niteliği taşımaktadır. Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla harç konusu edilmesi ve bu hususla ilgili düzenlemelerin de Kanunda yer almasına bağlıdır. 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 1 sayılı Tarifenin ( B ) icra ve iflas harçları bölümünün 1-3/c maddesinde ve aynı Kanunun 28/b maddesinde de tahsil harcının hangi değer üzerinden, yüzde kaç oranında alınacağı ve ödeme zamanı düzenlenmiş bulunmaktadır.

Anayasa'nın 73. maddesi kapsamında mali yükümlülük teşkil eden harçların tahsiline ilişkin davalarla birlikte gereksiz olarak ödendiği ya da kanuna ve usule aykırı olarak tahsil edildiği iddiasıyla idareye karşı açılacak davaların görülüp çözümlenmeleri de niteliği gereği idari yargı yerlerine ait olmaktadır.

Olayda, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle teminata alınan taşınmazın icra yoluyla satılması üzerine icra dairesi aracılığıyla ödenen tahsil harcının iadesi istemiyle dava açılmış olup, dava konusu tahsil harcı idarenin tek yanlı olarak ve kamu gücü kullanarak kamu-icra hizmetinden yararlanma karşılığı, bu hizmetten yararlanan davacı banka tarafından ödendiğinden ve icra dairesinde sözkonusu harç, 492 sayılı Harçlar Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen hükümler uyarınca, hazine adına ilgili vergi daireleri, muhasebe müdürlükleri, mal müdürlükleri hesabına yatırılmak üzere sorumlu sıfatıyla tahsil edildiğinden, ödenen tahsil harcının iadesi istemli olarak açılan davanın da 2576 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca idari yargı sistemi içerisinde vergi mahkemesince görülüp çözümlenmesi icap etmektedir.

Bu durumda, Vergi Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği halde icra dairelerince tesis edilen işlemlere karşı yapılan itiraz ve şikayetlerin incelenmesinin icra mahkemesi hakimi tarafından yapılacağından bahisle görev yönünden reddinde isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Adana 1. Vergi Mahkemesi'nin 31.10.2007 tarih ve E:2007/778, K:2007/1258 sayılı kararının bozulmasına, 15.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

danx