Mesajı Okuyun
Old 13-07-2020, 16:44   #9
Av.Alper1907

 
Varsayılan

Yargıtay 3. hukuk dairesi yukarıdaki kararından 20 gün sonra verdiği kararda bu sefer "uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır." diyerek genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi davaya bakmalıdır şeklinde karar vermiş.

T.C YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 7550
Karar: 2014 / 17429
Karar Tarihi: 29.12.2014

ÖZET: Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine ait olduğundan hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

(6100 S. K. m. 107) (6102 S. K. m. 4, 5) (6098 S. K. m. 620)
Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı Z.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki adi ortaklığın hükmen tasfiyesi ile HMK m. 107/2 uyarınca tasfiye nedeniyle hisseye düşecek bedelin, (ortaklığa katılım bedelinin ve ödenmemiş kâr bedellerinin) şimdilik 25.000 TL’sinin mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ortaklığa ait 2 adet 1,5 …. General Elektrik marka MR cihazının ve …-M A.Ş.’nin Ankara 100. Yıl Hastanesinde kurulu MR cihazının ve davalıların mülkiyetinde olan taşınmazların 3. şahıslara devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; dava konusu işlemin ticari işletmeyle ilgili olup, 6102 sayılı TTK’nın 4-a maddesinde, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun belirtildiği; aynı Yasanın 5/3 maddesi uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi niteliğinde bulunduğu; davanın, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı; davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiş, hüküm, davalı Z.. A.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, adi ortaklığın hükmen tasfiyesi, hisseye düşecek bedelin, (katılım ve kâr payının) tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; bu tür davalara hangi mahkemenin bakacağı hususundadır.
Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, özel kanunlarda bazı davalara ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir(TTK. m.5). Bu hükümlerde sayılan ticari davalar mutlak ve nispi ticari dava olmak üzere ikiye ayrılır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi gereğince, bir davanın ticari dava olabilmesi için; uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekir.
Somut olayda, mahkemece; uyuşmazlığın ticari işletmeden kaynaklandığı ve 6102 sayılı TTK’nın 4-a maddesinde TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğu belirtilerek, görevsizlik kararı verilmiş ise de; uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir.
Hal böyle olunca, mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle görevsizlik karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.