Mesajı Okuyun
Old 20-06-2016, 19:10   #6
Av.Alper1907

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/6339
K. 2010/12000
YARGITAY İLAMI

MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 26/02/2008

NUMARASI : 2007/46-2008/42

DAVACI : ASKİ Genel Müdürlüğü vekili avukat H.İbrahim Metin Tüzün

DAVALI : Ümit Ozan vekili avukat İsa Kocabey

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR: Davacı, 15.9.2006 tarihinde yapılan kontrollerde davalının kaçak su kullandığını belirlenerek bu hususun fotoğrafla saptanıp tutanak tanzim edildiğini, yönetmelik gereği tahakkuk ettirilen fatura bedelinin ödenmediğini, yapılan İcra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının tahsilini istemiştir. Davalı, kaçak su kullanmadığını kullandığı suyun çıkarıldığı kuyunun kendisinin olduğu, suyu beton fabrıkalarında kullandığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalının kendi taşınmazındaki kuyudan çıkan suyu kullandığı atık su için kanalizasyon hizmeti verilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalının taşınmazında açılan kuyudan çıkarılan su için davacının talepte bulunamayacağına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Davalının taşınmazı içinde kuyu açarak elde ettiği suyu yine kendine ait iki adet beton santralıda kullandığı, davacının bu kullandığı su nedeniyle 751265 no ile abone olduğu, davacı kurumun kaçak su kullanıldığı için 15.9.2006 tarihinde tutanak tanzım ettiği bu tutanağa dayalı olarak davacının 20.9.2006 tarihinde 30.00 m3 normal su 30.00 m3 atık su kullanıldığı gerekçesiyle davalı hakkında 64.569,60 YTL borç tahakkuk ettirerek davalı hakkında icra takibi yaptığı, davalının borca itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin devamı için bu dava açıldığı dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu hususlar mahkemeninde kabulündedir.

Mahkemece davaya konu işyerinde kullanılan kuyu suyu sonunda 2009/6339-2010/12000 atıksu verilmediği ve kanalizasyon bağlantısı olmadığı için atıksu bedeli istenemeyeceği kabul edilmiştir.

Davalı kendi taşınmazında elde ettiği kuyu suyunu kuyunun bulunduğu yerde tüketmemekte, sahibi olduğu beton santrallerine taşıyarak orada tüketmektedir. Davalı kendisini atıksu üretmediğini savunmuştur. Ne varki kural olarak su aboneliği olanherkes tükettiği kadar suyu kirleteceğinin kabulü gerekir. Suyun tüketildiği yerde kanalizasyon teşkilatının bulunmaması davalının atıksu bedeli ödemesine engel değildir. Çünkü kanalizasyon teşkilatı olmasa dahi davalı atık suyu davacının kirlenmeyi önlemek, çevreyi temiz tutmak gibi görevli olduğu sahalara deşarj edildiğinin kabulü gerekir. Anayasa Mahkemesinin 14.2.1991 tarih ve 18/04 sayılı kararı ile Danıştay Daireler Kurulunun 5.4.1974 358/437 sayılı kararlarda vurgulandığı üzere davacının Atık Sular için tarife yapması bu tarifeler uyarınca ücret alması yasaya uygun olup Anayasaya aykırı değildir. Atık su bedeli bir hizmet karşılığı olabileceği gibi beldenin içme, kullanma ve endustri suyu ihtiyaçlarının, yeraltı ve yerüstü kaynaklardan sağlanması ihtiyaç sahiplerine dağıtılması, kullanılmış su ile bunların uzaklaştırılması, bölge içindeki su kaynaklarının deniz, göl, akarsu ve yeraltı sularının kullanılmış sularla kirlenmesini önlemek için yeni tesisler kurmak, kurulmuş olanların bakım ve işletilmesini sağlamak amacıyla bu hizmetlerin görülmesini temin zımnınde özel hukuk hükümlerinden doğan ve sözleşme ilişkisine dayanarak alınan bir bedeldir. Bu düşünce dairemiz kararlarında benimsendiği gibi yüksek Yargıtay HGK 2003/13-139-142 sayı ve 5.3.2003 tarihli kararında, 1994/19-526-754 sayılı ve 1.10.1997 tarihli kararında 1996/13-346-699 sayı ve 16.10.1996 tarihli kararlarındada vurgulanmıştır. Bu açıklama doğrultusunda davalının atıksu bedelinden sorumlu olacağı gözetilmeksızın davacının bu yöne ilişkin takibinde reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 24.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye

A.Alkan F.E.Kabasakal M.A.Esmer N.Şatır R.Ünal