Merhabalar..

Kira sözleşmemizde yer alan muacceliyet şartına dayanarak tarafımızca borçlu-kiracı aleyhine icra takibi yapılmış, borçlu icra takibine (g.menkulü tahliye ettiğini, bu nedenle borcu bulunmadığı belirterek) itiraz etmiş, takip durmuş, tarafımızca itirazın iptali ve tahliye davası açılmış, dava lehimize sonuçlanmış (%40 icra inkar tazminatı temyizmiz sonrasında bozma üzerine kabul edilmiş) ve kiracı borçlunun g.menkulü haczedilerek satış hazırlıklaırna başlanmış, borçlu kıymet takdirine itiraz etmiş, mahkemece yeni kıymet takdiri raporu alınmıştır. Bu aşama borçlu menfi tespit davası açmış ve (hacili g.menkulün teminat sayılarak) tedbiren satışın durdurulmasını talep etmiştir. Ve maalesef mahkeme talihsiz bir tesnisple ve kararla g.menkulü teminat sayarak satışın durudurlumasına dair tedbir kararı vermiştir.

İİK. nun 72/3 maddesi; tedbir yoluya takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği (ki satışın durdurulması da takibin durdurulması ile eşanlamlıdır) kuralı hepimizin malumudur.

Bu doğrultuda,

Tedbir kararına yapacağım itiraz sonrasında, eğer mahkeme kararını kaldırmaz ve/veya yasaya uygun bir tedbir kararı (dosya borcunun tamamının ödenmesi ve asıl alacağın %15'i oranında nakit veya teminat mektubu şartıyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenemmesi -ki bu halde satış da yapılamayacktır-) ihdas etmezse;

1. İİK 72. maddesi"..davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde takip durur" diyor. Hakimin takibi bu şekilde durdurmasını, davayı borçlu/davacı lehine sonuçlandıracağına dair "ihsas-ı rey" ve bu ihsas-ı rey'i de hakimin reddi sebebi saymam çok mu zorlama bir yorum olur?

2. Hakimin bu gibi takdir yetkisini aşması ve hatta yetkisi bulunmayan konuda karar vermesi hallerinde hakim aleyhine şikayet yolu var mıdır?

3. Ne yapılabilir?

Şimdiden teşekkürler!