Mesajı Okuyun
Old 26-01-2011, 16:57   #8
miryusufhan

 
Varsayılan

Hukukumuzda dahili davalı kurumu bulunmamaktadır. Benzer olaylarda davanın yöneltilmesi gerekli olan kişi için yeni bir dava açıp, açtığımız davada Tensiben Birleştirme talep ederek, davaya dahil işlemi gerçekleştirilmiş olur.
Bir kaç yargıtay kararı sunuyorum. Saygılar...

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12253
K. 2004/12484
T. 3.11.2004
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Dahili Dava Yoluyla Taraf Teşkiline Olanak Bulunmadığı )
• TARAF TEŞKİLİ ( Dahili Dava Yoluyla Taraf Teşkiline Olanak Bulunmadığı/Taraf Sıfatı Verilemeyeceği - Elatmanın Önlenmesi )
• DAHİLİ DAVA ( Yoluyla Taraf Teşkiline Olanak Bulunmadığı/Taraf Sıfatı Verilemeyeceği - Elatmanın Önlenmesi )
4721/m.683
ÖZET : Davacı, davalılar tarafından genel yola döşenen büz nedeniyle taşınmazının zarar gördüğünden söz ederek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Bilindiği üzere, dahili dava yoluyla taraf teşkiline olanak bulunmadığı, başka bir deyişle taraf sıfatı verilemeyeceği yargısal uygulamaları ve usul yasası gereğidir. Mevcut dava tarafları arasında işin esası incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, kayden maliki bulunduğu 2 ve 442 parsel sayılı taşınmazların Karpuzlu Ovapınarı köyü yolu üzerinde olduğunu, davalı köy muhtarlığı tarafından yer gösterilmek suretiyle diğer davalı Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce yol üzerine büz yapıldığını, ancak büzden akan yağmur sularının taşınmazlarına zarar verdiğini ileri sürüp, büzün kaldırılması isteğinde bulunmuştur.

Davalı köy hizmetleri, vekili dava konusu büzün davacı taşınmazlarına zarar vermediğini, zarara D.S.İ tarafından yapılan ancak tamamlanmayan kanalın sebep olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

Davalı Köy temsilcisi, sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu belirtip, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.

Mahkemece, kesin süreye riayetsizlikten ve taraf teşkili sağlamadığından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Sevinç Türközmen'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalılar tarafından genel yola döşenen büz nedeniyle taşınmazının zarar gördüğünden söz ederek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.

Mahkemece, kesin mehile riayetsizlikten davanın reddine karar verilmiştir.

Yukarıda açıklandığı gibi, davacı çaplı taşınmazının yanında bulunan yola davalı köy ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce döşenen büzün taşınmazına su basmasına neden olduğunu ve bu zararın giderilmesi için büzün kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.

Davalılar, zararın büzün döşenmesinden kaynaklanmadığını, D.S.İ.Genel Müdürlüğü'nün kanal açması nedeniyle zararın oluşabileceğini savunmuşlardır. Bunun üzerine, mahkemece, davacı vekilinin mazeret beyan ettiği celsede D.S.İ. Genel Müdürlüğü'nün davaya dahil edilmesi amacıyla verilen dilekçenin D.S.İ.Genel Müdürlüğüne tebliğ edilmesi için gereken tebligat masrafının yatırılmasına yönelik kesin önel verildiği ve sonraki celsede ( son celse ) kesin mehile riayetsizlikten dolayı davanın reddedildiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, dahili dava yoluyla taraf teşkiline olanak bulunmadığı, başka bir deyişle taraf sıfatı verilemeyeceği yargısal uygulamaları ve usul yasası gereğidir. Öte yandan, verilen mehilinde HUMK.nun 159 ve 163. maddelerine uygun olduğu söylenemez.

Hal böyle olunca, mevcut dava tarafları arasında işin esası incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.

SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.