Mesajı Okuyun
Old 24-11-2004, 17:44   #4
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan

Sanığın hukuki bilgi ve yardıma en fazla ihtiyaç duyduğu yerin duruşma salonu olduğu gerçeğinden hareket edersek "SORGUYA ÇEKİLECEĞİ ZAMAN SORGU YERİNE ALINMASI" nın da adil yargılanmayı sağlayamayacağı ortaya çıkmaktadır. Sanık savunmadan yargılamanın her aşamasında faydalanabilmelidir. Sorgu zamanında sorgu yerine alınması "SUSMA HAKKININ" varlığı karşısında çok anlamlı değildir.
Sanık ve avukatının ayrı ayrı oturmaları konusunda yasamızda bir düzenleme mevcut olmamakla birlikte duruşma salonlarının dizaynları ayrı oturmayı fiili bir zorunluluk haline getirmiştir. Yazılı olmayan ancak gelenek haline dönüşmüş olan bu oturma düzeninin savunmaya, yargılama içinde gereken değerin verilmediğinin önemli bir kanıtıdır.
Ne yapılabilir?
Sayın Göker'in belirttiği gibi müdafiinin bunu talep etmesi önceliklidir. Talebin reddi halinde kayıtlara geçirilerek savunma hakkının kısıtlandığının isbatını sağlar. Bunun dışında talebin reddi halinde tüm yargılama içinde sanığın müdafisi ile iletişim kuramadığı her durumda kendisine sorulan sorular karşısında "SUSMA HAKKINI" kullanmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar susma hakkının kullanılması "sükut ikrardan gelir" şeklinde atasözü üreten bir toplumda bazı önyargılar doğuracaksa da, uygulamanın yaygınlaşması halinde bu önyargıların da kırılacağını düşünüyorum.
Saygılar.