Mesajı Okuyun
Old 14-12-2009, 20:49   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek karar 2

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/5197
K. 2008/4933
T. 7.7.2008
• SÖZLEŞME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Ödeme Şartını İhlal Eyleminden Borçlunun Hapsen Tazyikine Karar Verildiği - Olayda Anayasada Yer Alan Hiç Kimsenin Sözleşme Yükümlülüğünü Yerine Getirmememesinden Dolayı Özgürlüğünün Kısıtlanamayacağı Hükmünün Geçerli Olamayacağı )
• ÖDEME ŞARTINI İHLAL ( Borçlunun Hapsen Tazyikine Karar Verildiği - Borçlu Tarafından Borcun Makbul Sebep Nedeniyle Yerine Getirilemediği İleri Sürülmediğinden Kararın Hukuka Uygun Olduğu )
• MAKBUL SEBEP ( Ödeme Şartını İhlal Eyleminden Borçlunun Hapsen Tazyikine Karar Verildiği - Borçlu Tarafından Borcun Makbul Sebep Nedeniyle Yerine Getirilemediği İleri Sürülmediğinden Kararın Hukuka Uygun Olduğu )
2004/m.340
2709/m.38
ÖZET : Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu hapsen tazyikine dair karara yapılan itirazın reddine dair; somut olayda Anayasada "Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmü uygulanamaz. Borçlu tarafından borcun makbul sebep nedeniyle yerine getirilemediği ileri sürülmediğine göre, mahkemeden re'sen bu konunun araştırılması beklenmemelidir.

DAVA : Ödeme şartını ihlal eyleminden borçlu H... Ç...'nin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar hapsen tazyikine dair, Erzin İcra Mahkemesinin 20.02.2007 tarihli ve 2006/9 esas, 2007/1 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin, Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2007 tarihli ve 2007/439-433 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 13.05.2008 gün ve 2007/27900 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 06.06.2008 gün ve 2008/116127 sayılı tebliğnamesi ile dava dosası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğnamede, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340/1. maddesi uyarınca borçlunun kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal edip etmediğinin belirlenmesi gerektiği, bunun içinde borçlu sanığın ödeme gücünün bulup bulunmadığının tesbit edilmesi gerekeceği, bu tesbitinde yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarının neler olduğu ve geçim kaynaklarının borcun ödenmesinde yeterli olup olmadığı hususlarında yapılması gerektiği gibi, borcun ödenmesinden kasten veya hile ile kaçınılıp kaçınılmadığı hususunun da belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : Borçluya isnat edilen eylem 2004 sayılı İİK'nun 340. maddesinde, "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde karalaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." şeklinde düzenlenmiştir. Maddede "makbul bir sebep olmaksızın" ödeme şartını ihlal eden borçlunun cezalandırılacağı öngörülmekte olup, postaya gününden önce verilen taksidin icra dosyasına gecikerek girmesi, hastalık, yangın, su baskını ve deprem gibi olağanüstü olaylar makbul sebep olarak kabul edilmelidir. Anayasa'ya 03.10.2001 gün ve 4709/15 sayılı Kanun'la eklenen "Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz" hükmünün de olayımızda geçerliliği bulunmamaktadır. Zira 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa ile değiştirilen 340. maddesinin Anayasa'nın 2, 10, 11, 13 ve 38. maddelerine aykırılığı iddiasıyla itiraz yoluyla yapılan başvuru hakkında Anayasa Mahkemesinin 10 Nisan 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 28.02.2008 gün 2006/96 esas, 2008/65 kararı ile özetle, "...itiraz konusu kuralda düzenlenen yaptırım Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen doğrudan sözleşme yükümlülüğünün yerine getirilememesi olmayıp, kanunla getirilen ve kamu otoritesince yürütülen cebri icranın etkinliğini sağlama amacını taşıdığı..." gerekçesiyle bu kuralın Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı bulunmamış ve itirazı reddetmiştir. Tazyik hapsinde amaç yükümlülüğün yerine getirtilmesini sağlamaktır. Borçlu, ödeyebileceği bir borç için taahhütte bulunmalıdır. Borçlu tarafından borcun makbul sebep nedeniyle yerine getirilemediği ileri sürülmediğine göre, mahkemeden re'sen bu konunun araştırılması beklenmemelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmediğinden REDDİNE, 07.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.