Mesajı Okuyun
Old 18-07-2006, 15:33   #5
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Sayın ahmetsacit'e katılmamak elde değil, ama Av.Sertann'a da..

90'lı yılların başında çevrilmiş bir film vardır, Yağmurdan Önce..

İki kurşunla anlatır Bosna-Hersek Savaşını.. Kanınız donar yaşanan vahşet karşısında..

Mevzubahis olan iki asker, 5 sivil değil, binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce masumun katledilişidir. Failleri de hala yakalanmamıştır..

Alın size işte insan hakkı ihlalleri...

Failleri belirsiz mi?

Failleri Kayıp mı?

Faiileri Haklı mı?

Altını olan, refah seviyesi yüksek, medeniyette ileri ülkeler ne yazık ki insan hakkı ihlallerinde de açık ara öndeler...


Kimin karşısında ne kadar mücadele edilebilinir?...


Önceleri Bulgaristandaki Türkler, Türkiyedeki Kürtlerdi... azınlık sorunu Türkiye için..

(Her yaşadığınız olayda fail de olabilirsiniz mağdur da)


Kimin karşısında ne kadar mücadele edilebilinir?...


Yönetim zor zenaat..

İnsan Yönetimi en zor zenaat..

Dünyada 5 milyar insan var...

Yöneten yönetilen ayrımı, ezen ezilen ayırımı her zaman olacak.. Aradaki menfaat çatışması yüzünden...

Bu ayırımı anayasa hukukçuları daha iyi bilirler... Mesele bu menfaat dengesinin mümkün mertebe iyi korunması meselesidir... Çaba bu dengeyi korumaya yönelik olmalıdır.. Ve tabi ki bu çaba hiçbir zaman ne eksik ne de fazla olmalıdır..

Tabi bunların yanında bir yönetici olarak iyi bir diplomat, iyi bir siyasi ve de iyi bir lider özelliklerine haiz olmalısınız.. Yönetici olma şansınız yok ise bu özellikleri olan adayları seçmelisiniz..

Altın Anahtar siz, biz hepimiziz.. Teker teker neler yapılabilinir? Bu ayrı bir tartışma konusu ve fakat bağlantılı.. Hiçbir şey yapılamazsa eğitime destek olunur, insanlar teşvik edilir vs..

(Ne var ki, okuma yazma oranının oldukça düşük olduğu bir ülkede -ve beraberinde dünyada- çok fazla şeyin değişmesi ve çok fazla yol alınması gerektiğinin bilincinde olarak..)



Saygılarımla...