Mesajı Okuyun
Old 10-07-2011, 22:14   #1
Gemici

 
Varsayılan Belarus'lu Kadından Kadın Olur mu?

Bugünkü Hürriyet'ten okuduğuma göre Kumarhaneler Kralı olarak tanınan Sudi Özkan boşanma istediği Belarus'lu eşini kast ederek 'Belaruslu kadından kadın olmaz. Bunlar için ilişki yaşamak, lavaboda el yıkamak gibi bir şey. Çok güzel insanlar ama hiçbir şeye aldırmıyorlar. Bunlarda kıskançlık gibi bir şey yok' demiş.

Bunu söylemek için sosyolog olmaya gerek yok. Sudi Özkan'ın yaptığı gibi yedi sene Belarus'lu bir kadınla yaşamak ve o kadından dört çocuk sahibi olmak 'BUNLARIN!' ne mal olduklarını anlamaya yeter. Lavaboda el yıkamak gibi ilşiki yaşayan kimseler çocuk yetiştirmeyi de lavaboda el yıkamak gibi yapar, en iyisi çocukları elinden almak. Sudi Bey de bunu yapacakmış zaten.

Haber çocukluğumdan aklımda kalan İstanbul'lu kızlar hakkındaki kanıları aklıma getirdi. Bu kanılara sonradan Türk erkeklerinin Alman kadınları hakkındaki düşünceleri de eklendi; İstanbul'lu kızlar ve Alman kızlar evlilik için işe yaramazdı bu kanılar çerçevesinde. Bunlarla gönlünü eğlendirir, sonradan bırakır ve kendi memleketinden temiz süt emmiş bir kızla evlenirdin.

Anadoludan kendi memleketinden aldığın kız her istediğini yapar, evde çalışır, işte çalışır, çocuklarına bakar, çamaşırını yıkar, yemeğini pişirir gıkı bile çıkmaz. Sesini çıkaracak durumu yok ki zavallının, seni bırakıp gidemez, çünkü senden ayrıldığı andan itibaren ortada kalmıştır. Ne bir sosyal güvencesi, ne de mali güvencesi vardır. Üstüne bir de toplumsal baskıyı ekledin mi sıkıysa sesini çıkarsın.

Aynı durum Almanya'daki kadınlar için söz konusu; Alman kadınlar zaten gönül eğlendirmek içindir. Almanya'da yetişmiş Türk kızlarını hiç sorma, boynuzla kulak misali, Alman kızlarının bile pabucunu dama atarlar, baş kaldırmada, erkeklere kafa tutmada, kendi bildiklerini yapmada. Neymiş efendim, kadın hakları imiş. En iyisi memleketten bir kız alıp gelmek. Yol yordam bilmedikleri için gıkları bile çıkmaz. Ama Dünya dönüyor, döndüğü için de ne Anadolu'lu kız o eski kız, ne de Almanya'da yaşayan kişinin memleketten getirdiği kız o eski kız. Gözleri açılmış, onlar da ses çıkarmaya başlıyor; Bu da Sudi Bey'leri ve başka beyleri rahatsız ediyor.

Bir de bu köhne dünya yerinde dursa ve hiç dönmese ne iyi olurdu. Dönen köhne dünya Anadolu'lu, İstanbul'lu, Alman, Belarus'lu tanımıyor ve gün geçtikçe kadın hakları diyenlerin sayısı çoğalıyor. Baksanıza Suudi Arabistan'lı kadınlar bile ayaklanmış ve 'Biz de direksiyon tutmasını biliriz' diye yollara dökülmüşler.

Olayı Sudi Özkan beyin yaptığı gibi 'Kültür Farkı' genellemesi ile değilde bireysellik ve 40 yaş farkı(Sudi Beyle eşi arasında 40 yaş fark varmış)ve bir evliliği sona erdiren diğer etkenler bazında tartışsak ne dersiniz?

Almanlar kadının toplumdaki yerini 3K ile veciz bir şekilde belirtiyorlar. KKK bu K lardan birincisi Kinder(çocuklar), ikincisi Küche(Mutfak) üçüncüsü işe Kirche(Kilise)dir

Almanlar 3K'yı erkeklerin sıkı savunmasına rağmen büyük ölçüde gerilerde bıraktı, durumun tamamen ortadan kaldırıldığını iddia etmek biraz zor.

Kadın olmayı sadece 3K gözlüğünden değerlendirmediğimiz günlerin ümidi ile...

Saygılarımla