Mesajı Okuyun
Old 01-02-2009, 23:09   #16
duyurucu1

 
Rahatsiz 8-Şekerin belgesi

8-ŞEKERİN BELGESİ

“Tamam,siz aracın nerede olduğunu tespit edin.Bana cep telefonu ile bilgi verin.Ben icra memurunu ve polisleri alıp geleyim.Aracı bağlarız”

Duyurucu1 telefonda biriyle bu minval üzere konuştu ve sonra telefonu kapattı.

Karagöz;”Hayrola Duyurucu1, bu günde araç mı yakalayacağız?”

“Onun gibi bir şey”dedi Duyurucu1.”Ben üç-dört gün önce İcra müdürünü gördüm,bu gün için araç bağlama randevusu aldım.Memur sayısı az ,işte çok olduğu için ancak bu güne aracı bağlıyacağız.”

Hacivat,”Valla iyi akıllı araçmış.Sizin gelip kendisini bağlamanızı yani trafikten men edilip bir garajda istirahate çekilmeye razı oluyor.Yani az deli fişek bir araç olsa siz onu bulup bir garajda tutamazsınız.Elinizden kayar giderdi.”

Duyurucu1”Ne yapalım Hacivatım,icra dairelerinde dosya sayısı çok arttı.Adamlar vatandaşın işine yetişemiyorlar.Hatta taleplerimizi biz büromuzda yazıyoruz.Ve hatta talep uyarınca İcra Dairelerinin yazmaları gereken resmi yazıları dahi biz yazıyoruz.”

Hacivat;”Eee …İcra müdürü ve memurları ne yapıyor?

Duyurucu1;”Onlar sadece bizim yazdığımız talep uyarınca karar kaşesini basıyor ve imzalıyor.Bu karara uygun olarak biz avukatların yada bu konularda uzmanlaşmış diplomasız avukatların yazdıkları resmi tazıları imzalamakla yetiniyorlar.Hatta kurum avukatlarının yanında çalışan diplomasız avukatlar ,icra dosyalarının numaralarını dahi oturup kendileri basıyor,posta işlerini onlar yapıyor.Senin anlayacağın icra dosyasının girdisini çıktısını avukat yada diplomasız avukatlar yapıyor.

Senin anlayacağın zor iş icra memuru olmak zor…Eskiden verdikleri karar uyarınca ,yazılması gereken resmi yazıları onlar yazıyordu.Şimdi öyle değil memurun kafasını kaşıyacak zamanı yok.Her türlü yazışmayı avukatlara ve diplomasız avukatlara havale ettiler.

Neyse haydi sallanmayın.İcra Müdürü ,”erken gelin” dediydi.Geç kalırsak haciz memurları çıkarlar biz de birkaç gün daha beklemek zorunda kalırız.O zamanda araç bulunduğu yerden kayar gider ve ondan sonrada bulamayız.

**

Duyurucu1,Karagöz ve Hacivat,özel İdare Binasında bulunan icra dairelerine doğru gittiler.Eskiden İcra Daireleri adliye sarayındaydı.Sonra özel idare binasına taşındı.

Özel İdare Binası ile bit pazarı iç içe .Bu avukatlar için avantaj.Böylece icraya giderken bit pazarının içinden geçmek zorunda olduklarından aynı zamanda ikinci el ve spot malları da ucuz olarak alama imkanına kavuştular.

Avukatlara bir diğer avantajı da şu;Altıncı katta olan icra dairelerine ulaşmak için dört kişi alan tek bir asansör var.Bu asansör arada bir bozulduğu için bina yönetimi asansörü sabah saat:9.30-11.30 ve öğleden sonrada saat:14.00-16.00arası dinlendiriyor.Yani kapatıyor.Böylece avukatlar altı katı merdivenlerden çıkmak zorunda kalarak ,yoğun koşuşturmaca sırasında ihmal ettikleri merdiven çıkma sporunu yapma imkanına kavuşuyorlar.Yani icra dairelerini İl Özel İdaresi binasına taşımak kimin aklından çıktı ve uygulandı ise ona devlet övünç madalyası vermek gerekli.Neydi eskiden mahkemeler ,icra daireleri,savcılık hepsi aynı binadaydı.Şimdi ise bakınız ne güzel.Her biri şehrin bir tarafına gittiği ,için avukat koştur koştur bir oraya bir buraya hem stres atıyor hemide kökü dışarıda düşünceleri düşünecek zaman bulamıyor.

Duyurucu1 de yanında Karagözle Hacivat altı kat merdiveni uflaya puflaya çıkıp günlük merdiven çıkma sporunu tamamlayarak altıncı kata ulaştı.Orada bulunan çok sayıda icra dairesinden ..numaralı İcra dairesine geldi.Talebini açtı. Yolluk harcını yatırdı.Makbuzunu aldı.Ve yanına icra memuru ile şoförü alarak haciz mahalline doğru hareket ettiler.

Burada yeri gelmişken, icranın çok önemli bir personeli olan şoföre değinmeden geçemeyeceğim.

Şoför icranın en önemli personelinden biridir.Hacze gidilinceye kadar İcra içerisinde çalışır.Dosya indirir,dosyaları yerine koyar.Arşivden dosya çıkarır.Haciz aşamasında da haciz mahallini bulur.Elinde haritası vardır.Haczedilecek mekanı eliyle koymuş gibi şıp diye bulur.Hangi dosyanın önceliği olduğuna da karar verecek şofördür.O nedenle avukatlar şoförle iyi geçinmek zorundadırlar.Çünkü şoförün yetkileri çok geniştir.Haczi yapacak ve tutanakları hazırlayacak olan memurun yetkileri şoförle kıyaslanınca devede kulak kalır.Duyurucu1 de bunları bildiği için icradaki tüm şoförlerle iyi bir dialoğ kurmuştur.Her hacze gidişinde de bu dialoğu pekiştirmeyi ihmal etmez.Dialoğun nasıl pekiştirileceği kitaplarda yazmaz.Bu nedenle genç avukatlar birkaç kere hacze gittikten ve işleri sudan nedenlerle yapılmadıktan sonra dialoğun nasıl pekiştirileceğini öğrenirler.

**
Haciz mahalline giderlerken bir ara şoför kaşla göz arasında Duyurucu1’e işaret etti.Karagözle Hacivatı gösterdi.”Bunlar sonra dialoğ pekiştirme işlemlerini sağda solda okumasın?”gibileriden işaret etti.Duyurucu1 de;”Merak etme bunlar konuşamaz.Tanıklık yapamaz.Zararsızdırlar”anlamında işaret etti.

Yoldan ..Polis merkezinden bir polis alındı.Çünkü haciz mahallinde vatandaşlar illada üniformalı ve tabancalı devlet memurundan çekiniyorlardı.Onun dışında icra memurundan avukattan çekinen yoktu.Hatta zaman zaman avukata dahi saldırıyor ve onu öldürüyor yada yaralıyorlardı.Nitekim Duyurucu1 böyle bir olay nedeniyle Türk Hukuk Sitesinde –Bir Avukat Vuruldu Başlığı ile (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26213) yazı da yzmıştı.

Haciz mahalline geldiler.otomobili haczettiler.Trafikten men ettiler.Ve işlerini bitirdikten sonra duyurucu1, önce haciz sırasında güvenliği sağlayan polise bir adet bonbon şekeri uzattı.”Al ağzın tatlansın.Çok iş yaptın.Dilin damağın kurumuştur”dedi.Sonra da yapılan işlemlere ilişkin icra memurunun kendisine uzattığı tutanağı imzaladıktan sonra dosyanın içerisine de iki tane bonbon şekeri koydu ve uzattı. Alın sizinde ağzınız tatlansın.Tutanak yazmaktan elleriniz ağrıdı.Borçluya laf anlatmaktan yorgun ve bitap düştün Nefesiniz kurudu.Şoförde beklemekten ve oralarda dolanmaktan çok sıkılmıştır. Birer tane bonbon şekeri çiyneyinde rahatlayın.Hem bunlar naneli insanın içini ferahlatıyor1dedi

Hem polis ve hemde icra memuru ayrı ayrı teşekkür ettiler.”Valla iyi geldi.Nefesimiz açıldı “dediler.

Hacivat;”Yahu Duyurucu1 neden verdin şekerleri?Ya adamlar şeker hastası ise ve senin bonbon şekerlerini yiyince şekerleri yükselir ve önüne gelen avukattan bonbon şekeri isterlerse bu memleketin hali nice olur?Üstelik bu şekerlerin masrafını müvekkilinden nasıl isteyeceksin?Nasıl belgeliyeceksin?”

Karagöz,”Evet nice olur?”dedi.

Duyrucu1;”Zaten icra memurlarının ve şoförlerinin ve polislerin çoğu şeker hastası.Yaptıkları iş de stresli.Bu nedenle haciz sırasında şekerleri düşüyor.Elleri ayakları titriyor.Görev yapamıyorlar.Avukatların çoğu bunu bilir ve hacze gidecekleri zaman ceplerinde bir miktar şeker bulundurur.Her ihtimale karşı.Eğer şekeri düşüpte titremeye başlayan memur olursa yada polis olursa ve hele özellikle haciz başarılı geçmişse polise ve memura birer tane ve duruma göre birkaç tane bonbon şekeri,çukulata ikram etmek iyi geliyor.Böylece gariplerim meslek hastalığı nedeniyle sağlıklarının bozulması önlenmiş oluyor.

Hacivat;”Vay be!bu şeker yeme alışkanlığı eskiden beri gelen bir hastalıktır.Ama bizim zamanımızda insanlar öldüğünde “ eceli gelmiş öldü “diyorlardı.Kimse aşırı şeker yedi öldü demiyordu.Demek sizin zamanınıza bu hastalığın adını şeker hastalığı koydular.Ve demek çok stersli işlerde çalışan memurlarda ve polislerde bu hastalık çok görülüyor.Vah vah..”

Karagöz;”Vah..Vah.Vahvah ki hemi de ne vah.!Ancak sizin toplumunuz bu şeker yeme hastalığından ivedilikle kurtarılması lazım.Aksi halde toplum olarak helak olursunuz.”dedi.

Duyurucu1”Sizlerede birer küçük bonbon şekeri vereyim mi?”dedi.

Karagözle Hacivat;”Aman!aman uzak olsun!Biz eğer Karagöz ve Hacivat olarak çağlar aşıp bu zamana kadar gelebilmişsek sağlıklı oluşumuz ve şeker yememe alışkanlığımız sayesindir.Aman.aman’uzak olsun”dediler