Mesajı Okuyun
Old 24-12-2009, 17:10   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Sn. Özgür KARABULUT, teşekkür ederim. Şunu da ilave etmek istiyorum;
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası açarken davalı(lar)ın mal kaçırmasını engellemek,hükmün icrasını temin etmek, telafisi imkansız zararların doğmasına engel olmak için -ki özellikle tazminat trafik kazasından doğuyor ise kazaya karışan araç üzerine- ve davalı(lar) adına kayıtlı diğer taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir istediğimiz ve mahkemenin de tensiple birlikte tedbir koyduğu bir gerçektir. Aslında bu tür durumlarda ihtiyati haciz talep edilmesi veya ihtiyati tedbir istenmiş olsa bile mahkemelerin bunu ihtiyati haciz talebi olarak kabul edip ihtiyati haciz koymaları gerekir. Fakat, uygulamada bur farka dikkat edilmemekte, ihtiyati haciz kararı verilmesi gereken hallerde de ihtiyati tedbir kararı verilmektedir.
Öyle ise , Sayın lawyergirl'in sorusuna şu şekilde yanıt vermek istiyorum;
İhtiyati tedbir kararı, davacıların varlığını iddia ettikleri alacağın temini için borçluların menkul ve gayrimenkulleri üzerine konulmuş ise, bu durumda ihtiyati tedbir konulmuş olmasına rağmen, niteliği bakımından HUMK. 101. maddesine uygun bir ihtiyati tedbir değil, İİK.'nun 257. maddesine eşit bir ihtiyati haczi işaret etmektedir. Zira, HUMK'un 101. maddesinde açıklandığı gibi ihtiyati tedbir menkul ve gayrımenkul malların aynının çekişmeli olması halinde bunun haciz veya yediemine tevdiine, çekişmeli şeyin muhafazası için lazım gelen hür türlü tedbirlerin alınmasına taalluk edebilir. Muhtemel bir para alacağının ilerde istifasını teminat altına almak için borçlunun bir kısım alacak, hak ve mallarının muhafaza altına alınması söz konusu ise konulan tedbir İİK.'nun 257. maddesinde yazılı ihtiyati haciz niteliği taşımaktadır.
Ancak, tedbirin ihtiyati haciz niteliği taşıması da cebri icra satışına engel olmayacaktır, sadece paraların paylaştırılması sırasında Mahkemenin koyduğu ihtiyati tedbir (aslında ihtiyati haciz) nazara alınacaktır.
SAYGILAR